| Bu yolun üzerinde kör yürüyorum Daha yüksek bir yer aramaya | Open Subtitles | وأنا أمشي أعمى على هذا الطريق بحثاً عن مناطق أكثر ارتفاعاً |
| Yani, daha yumuşak bir sesim olmasını dilerdim belki ama şimdi aşkla yürüyorum ve her günümü böyle yaşamaya çalışıyorum. | TED | تمنيتُ أن لدي صوت أكثر نعومة ربما، ولكن الآن أمشي بحب، و أحاول عيش هذه الطريقة يوميا. |
| Eve dönmek için 25 km yürümek zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان علي أن أمشي 15 ميلاً للعودة إلى منزلي |
| Bir gün Union Square'de yürüyordum | TED | حسنا، في أحد الأيام كنت أمشي عبر ميدان يونيون سكوير، |
| Oğul, eğer hayvanlarımıza bakarken keçimizi yiyen bir çita görürsen, çita çok tedirgindir. Yalnızca ona doğru yürü. | TED | ولدي، إذا كنت ترعى ماشيتنا ورأيت فهداً يلتهم أغنامنا، والفهد في حالة هياج شديد. فقط أمشي تجاهه. |
| Dışarı çıktım, ve gerçekten mucizevi birşey oldu bana ...bu hava filtrelerini almak için kuzeye yürürken, ...sokaklar tamamen insanlarla hareketliydi. | TED | ومشيت، وحدث لي هذا الشئ المعجزة بينما كنت أمشي شمالاً لشراء فلتر الهواء، وهو أن الشوارع كانت مفعمة بالحياة مع الناس. |
| Ve evet, sokakta böyle yürüyeceğim, çünkü dün geceden sonra, utanç geçirmez oldum. | Open Subtitles | كنت أمشي في الشارع هكذا لأني بعد ماحصل البارحة .. انا منيعه للعار |
| Sorun değil. Buradan kaldırıma kadar yürürüm. | Open Subtitles | كل شيء على ما يرام أستطيع أن أمشي بعيدا عن هذا القيد من هنا |
| Ayakkabımı bu yüzden çıkardım ya. Sessiz yürüyorum. | Open Subtitles | هذا سبب خلعي لحذائي أنا أمشي على أصابع قدمي |
| Tamam biraz daha hızlı yürüyorum. | Open Subtitles | إن كنت تريدني أن أمشي أسرع من ذلك, سأفعل. |
| Bu yüzden şehri tanımak için 5 saattir yürüyorum. | Open Subtitles | فإذن كنت أمشي لمدة 5 ساعات فقط لكي أدخل المدينة |
| Durdur beni haydi. Ben yürüyorum ve senin salamlarını keseceğim az sonra. | Open Subtitles | أوقّفني ثانية وانا أمشي و سوف أنتزع خصيتيك |
| onun gibi yürümek ,konuşmak onun gibi oturmak... herşeyi onun yaptığı gibi yapmak. | Open Subtitles | أمشي مثلة أتكلم مثلة أجلس مثلة ان أفعل كل شيء بنفس طريقتة |
| Bazı insanlar Güney Kutbu'nu yalnız geçiyor ama ben restoranın zeminde yürümek için tüm cesaretimi toplamak zorundayım. | Open Subtitles | فبعضهم يقطع القطب المتجمد مشيًا على الأقدام بينما أنا أحتاج إلى كل شجاعتي لكي أمشي وسط مكان مزدحم بالنّاس |
| O ana dek lobiye yürüyordum, ve tabi, acıyordu, kalçam yüzünden, ve bir işarete ihtiyacım vardı. | TED | لذا فأنا الآن أمشي في البهو وبالطبع هذا مؤلم، بسبب مفصل وركي. و أحتجت لعلامة. |
| Etrafında yürüyordum. Doğum günümdü ve düşünüyordum. | TED | و قد كنت أمشي بالجوار. كان ذلك في عيد ميلادي و كنت أفكر. |
| Şimdi, yavaşca yürü. Kafandaki Harry Potter'in yeni kitabı. | Open Subtitles | .الآن , أمشي باتزان لديكي كتاب هاري بوتر الجديد فوق رأسك |
| Ya ben yolda yürürken gelip beni kapsa, havaya uçursa? | Open Subtitles | ماذا لو كنت أمشي وأتى هذا الشيء ورفعني إلى السماء؟ |
| Yediğim bir şey yüzünden olmalı. Ben yürüyeceğim. | Open Subtitles | من المحتمل أن آكل شيء سوف أمشي قليلا، أمضي |
| Sorun değil. Buradan kaldırıma kadar yürürüm. | Open Subtitles | كل شيء على ما يرام أستطيع أن أمشي بعيدا عن هذا القيد من هنا |
| Burada yürümeye alışıktım... Sanırım bu sonuncusu olmalı. | Open Subtitles | أنا إعتدت أن أمشي هنا وقت الغداء ربما هذه هي المرة الأخيرة |
| Ben küçükken bir futbol sahası, bir beyzbol sahası ve bir tenis kortu vardı, ama yürüyerek gidebiliyordum, çünkü hepsi mahallemdeydi. | TED | عندما كنت صغيرًا، كان هناك ملعب لكرة القدم، وآخر لكرة السلة، وآخر للتنس، لكنني كنت أمشي إليها، لأنها كانت فقط بالجوار. |
| Aslında biraz yürüyüp temiz hava almak bana iyi gelir. | Open Subtitles | في الواقع أريد أن أمشي قليلا للحصول على بعض الهواء |
| Bu benim için yeteri kadar hızlı değildi, bu yüzden dönüş sinyalimi verdim ve onun etrafından yürüdüm ve yürürken, dönüp ne yaptığına baktım ve şöyle yapıyordu. | TED | حسنا, هذا لم يكن بالسرعة الكافية بالنسبة لي, فقمت باشارة الانعطاف, و مشيت حوله, و بينما أنا أمشي, نظرت لارى ماذا يفعل و قد كا يفعل الاني. |
| Bir kez olsun, bu şekilde yürümeyi hak edeceğim. | Open Subtitles | و لمرَّة واحدة، سأستحِّقُ أن أمشي بتلكَ الطريقَة |
| Yani, bunu yaptığında bana sadece yürümemi söyleyebilirdin. | Open Subtitles | ألم يكن يمكنك أن تخبرني فقط بأن أمشي من خلال الباب عندما فعلت |
| Tek başıma ne yürüyebiliyorum, ne tuvalete gidebiliyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أمشي أو أن أذهب الى الحمام بنفسي أه |
| Oraya gidip herkese "Üzgünüm, işiniz taşerona aktarıldı." dememi mi bekliyorsun? | Open Subtitles | هل تتوقع مني ان أمشي اليهم واخبر كل شخص انا اسف العمل من مصادر خارجية |