| Orada geçirdiğim son aksam çekilmişti. | TED | أُخذت هذه الصورة في آخر ليلة أمضيتها هناك. |
| Evlat, geçirdiğim en iyi zamanların bazıları arabanın arka koltuğundaydı. | Open Subtitles | ولدي، أجمل أوقات حياتي، أمضيتها في مؤخرة سيارة. |
| Cüzzamlıları tedavi için geçirdiğim yıllar benden hayatın en güzel şeylerini çaldı. | Open Subtitles | السنوات التي أمضيتها في رعاية المصابين بالجُذام قد صلّبتْ عودي لتحمّل الأسوء من أرزاء الحياة |
| Her şeyi bir kenara atmadan önce onlarla geçirdiğin saatleri, birlikte yaptığınız şeyleri? | Open Subtitles | ..الأوقات التي أمضيتها معهم والأشياء التي فعلتموها معاً قبل أن تتخلى عنها؟ |
| Tanrı'nın cennette geçirdiğin 90 dakikayı anlatmanı istediğine dair bir işaret. | Open Subtitles | إشارة بأن الرب يريدك أن تتحدث عن الأمر عن الـ 90 دقيقة التى أمضيتها بالجنة |
| hayır, bir saat sorup durduğun öpüşme yüzünden değil, geçen ay midem düğümlenmeden geçirdiğim bir saat yüzünden. | Open Subtitles | لا,لأن القبلة الساعة التي أمضيتها تسألني حولها انها الساعة الواحد هذا الشهر الماضي التي لم اشعر بمغص في معدتي |
| Seninle geçirdiğim zaman bana halletmem gereken şeyleri hallettirdiği için çok önemliydi. | Open Subtitles | الأوقات التي أمضيتها معك كانت جوهرية لمساعدتي في تجاوز كل المحن التي واجهتني |
| Çocuklarımla geçirdiğim güzel anılar. | Open Subtitles | تذكر كل الأوقات الطيبة التي أمضيتها مع الأولاد |
| Onunla geçirdiğim her an, hikâyemin sayfalarını sarmaya başladı. | Open Subtitles | بدأت كل لحظة أمضيتها معها النسيج صفحات قصتي. |
| Biliyorsun yüz küsür yılımı, sen olmak için etki altına alınarak geçirdiğim için neredeyse minnettarım. | Open Subtitles | لعلمك، إنّي شبه ممتن للـ 100 سنة الغريبة التي أمضيتها مُذهن بكوني أنت. |
| Seninle ve çocuklarla evde geçirdiğim vakitler kahvaltılar bu tip şeyler... | Open Subtitles | الأوقات التي أمضيتها معك ومع الأطفال، في البيت، وجبات الإفطار... |
| Thornfield'de geçirdiğim günler hayatımın en güzel günleriydi. | Open Subtitles | الوقت الذي أمضيته هنا في (ثورنفيلد) هي أجمل الأوقات التي أمضيتها في حياتي |
| Ben okulda geçirdiğim her lanet dakikadan nefret etmişimdir. | Open Subtitles | ... . أنا كرهتُ كل دقيقة أمضيتها هناك |
| - Bay Walker uzun zamandır geçirdiğim en keyifli gece neticesinde akşamdan kalma vaziyetteyim. | Open Subtitles | -سيد (ووكِر ) أنا هنا أحاول الخروج من حالة سُكر ناتجةً عن أفضل الأمسيات التي أمضيتها في حياتي |
| MIT'de geçirdiğim altı yıl birden aklından uçup gitti mi? | Open Subtitles | أنسيت سحريًا الـ 6 سنين التي أمضيتها في معهد (ماساتشوستس) للتكنولوجيا؟ |
| Seninle geçirdiğim her saniyede samimiydim Dev. | Open Subtitles | شعرت بكل لحظة أمضيتها معك. |
| Bu konu gerçekten çok karmaşık. Benle geçirdiğin zamandan daha fazlasını onunla geçiriyorsun. | Open Subtitles | إنها مسألة معقدة، أمضيت معه فترة أطول من التي أمضيتها معي |
| Francis ve benimle geçirdiğin bütün o zamanlarda eşit olduğumuza inandın mı? | Open Subtitles | ومن خلال الأوقات التي أمضيتها معي أنا و(فرانك), أتعتقد أننا متساويين؟ |