| İddia'ya girmiştik. Annem senin bir kez bile dışarı çıkmayacağını söylemişti. | Open Subtitles | لقد عقدنا رهاناً، قالت أمي أنك لن تخرج ولا لمرة واحدة |
| Böylece Annem senin, öyle davranılamayacak bir kadın olduğunu anlar. | Open Subtitles | حتى تعلم أمي أنك امرأة لا يمكن معاملتها بهذه الطريقة |
| Annem, cuma geceni bana matematik çalıştırmak için feda edeceğini söyleyince... | Open Subtitles | عندما أخبرتني أمي أنك ستضحين بليلة الجمعة لتساعدينني في دراسة الرياضيات |
| Ve Anneme minnettar olduğun son şey, bana gözlerini ve bakışını vermiş. | Open Subtitles | والشيء الأخير الذي أمتن لك فيه يا أمي أنك أعطيتني بصرك الثاقب |
| Eğer parayı etrafa dağıtmayı bırakmazsan Anneme hayatındaki ilk berbat düğün resepsiyonunu senin yüzünden yaptığını söylerim. | Open Subtitles | إذا لم تستمر بإنفاق المال فسأخبر أمي أنك السبب في إفساد حفل الزفاف |
| Sen bana biramı ver, ...ve bende Anneme üniversiteye başvurduğunu söylemeyeyim? | Open Subtitles | ماذا لو اعطيتي الجعة لكي لا أخبر أمي أنك تقدم على الجامعة ؟ |
| Annem bugün elbise odasını temizleyeceğini söyledi Bende uğrayıp, | Open Subtitles | أخبرتني أمي أنك ستنظف غرفة الملابس اليوم، فظننت أنه يجب |
| Annem, erkeklerin annelerine benzeyen kadınlarla evlendiklerine indandığını söyledi. | Open Subtitles | أخبرتني أمي أنك تؤمن بأن الرجال يتزوجن النساء اللاتي يشبهن أمهاتهم |
| Annem bir çeşit kalp rahatsızlığın olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تقول أمي أنك مصاب بنوع من الأمراض ماذا تفعل؟ |
| Annem aldığın çoğu mektubu attığını söyledi. | Open Subtitles | تقول أمي أنك تُلقي بمعظم الرسائل التي تصلك |
| Annem bazen çekilmez biri olduğunuzu söylüyor. | Open Subtitles | تقول أمي أنك في بعض الأحيان حاد الطباع |
| Yani Annem dedi ki, şey... Annem dedi ki, uçurtma uçuran birinin... kıyafetleri çıktığında sen radyoda çalışmaya başlamışsın? | Open Subtitles | ... قالت أمي ... قالت أمي أنك عملت بالإذاعة عندما كانت يحلق أحدهم بطائرة ورقية وخُلعت ملابسه |
| Annem, petrol platformunda bir iş bulduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لقد قالت أمي أنك تعمل على ناقلة للنفط؟ |
| "Anneme kocasıyla ve oğluyla yattığını söylersen senin suratını dağıtırım." polis olayım. | Open Subtitles | أجهد نفسي لأخبر أمي أنك عاشرت زوجها وابنها الشرطي |
| Belki mutfağa bir yolculuk yaparım ve Anneme odamda olduğunu söylerim! | Open Subtitles | ربما سآخذ أنا رحلة إلى المطبخ وأخبر أمي أنك كنت في غرفتي |
| Bana filmi senin vermediğini söyledim Anneme. | Open Subtitles | لقد أخبرت أمي أنك لم تعطيني الفيلم. |
| Bana filmi vermediğini Anneme söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرت أمي أنك لم تعطيني الفيلم. |
| Meyve suyunu kafaya diktiğini Anneme söyleyeceğim. | Open Subtitles | سوف أخبر أمي أنك شربت من العلبة |
| Anneme kumar oynamayacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | كيف؟ أعني, أنت وعدت أمي . أنك لن تقامر |
| - Anneme onunla özel olarak konuşman gerektiğini söyleyeceksin. | Open Subtitles | يجب أن تخبري أمي أنك تريدين تتحدثي معها على انفراد - ؟ |