| Yine de, herşey bir yana şu senin delikanlıyla tanışmayı dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | على أية حال فالباعة الجائلين يأّحذون جانب الرصيف أنا أتطلع قدما لمقابلة خطيبك |
| Bunu dört gözle bekliyorum, bu arada. Teki bana "ahbap" desin, yemin ederim... | Open Subtitles | أنا أتطلع لهذا أيضاً بالمناسبة وأقسم لك لو أحد منهم ناداني بـ زميل |
| Ama tüm bunları bir yana bırakırsak, genç adamla tanışmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | على أية حال فالباعة الجائلين يأّحذون جانب الرصيف أنا أتطلع قدما لمقابلة خطيبك |
| Bebeğinin rahminden, güzel dünyamıza yapacağı yolculuğa rehberlik etmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. | Open Subtitles | أنا أتطلع لتوجيه طفلك في رحلته من بطنك في هذا العالم الجميل. |
| Tanıştığımıza çok memnun oldum ve beraber çalışmaya can atıyorum. | Open Subtitles | إسمع, فقط أريد أن أقول لقد تشرفت بلقائك و أنا أتطلع للعمل معك, إنتهى |
| Dürüst bir iş gününden sonra... kıyafetlerimi çıkarmanı iple çekiyorum. | Open Subtitles | حسنًا، أنا أتطلع لإزالتك لها بعد يوم شاق من العمل |
| Hayatımın sonuna kadar sizlerle arkadaş kalmayı çok istiyorum. | Open Subtitles | شئ ما في الكونجرس أنا أتطلع أن أكون صديقة لكم جميعا |
| Elimizde mikrobiyomumuzu düzeltecek ve tazeleyecek aletlerin olacağı ve aynı zamanda maymunların ve bizim daha mutlu ve sağlıklı yaşayabileceğimiz bir geleceği dört gözle bekliyorum. | TED | أنا أتطلع إلى مستقبل حيث نستخدم الأدوات التي نحتاج لاستعادة وتجديد نبائتنا الميكروبية، وفي ذلك العالم، تعيش القردة حياة أسعد وصحية أكثر، وبالطبع نحن كذلك. |
| Çok bencilsin. Seni huzur evine yatıracağım günü dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | أنا أتطلع لليوم الذي أضعك فيه في بيت المسنين |
| Aslında bir süreliğine yalnızca tek soruna odaklanmayı dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | هل تعلم ، بشكل ما أنا أتطلع للتركيز على حل مشكلة واحدة لفترة على الأقل |
| Efendim, bu pornografik ürünleri açıklamanızı dört gözle bekliyorum. Elbette. Tanrım! | Open Subtitles | سيدي, أنا أتطلع لـ محاولتك في شرح هذه المواد الإباحية أجل يا إلهي |
| Kongreye katılmanı da dört gözle bekliyorum Orrin. | Open Subtitles | أوه، أنا أتطلع لرؤيتك في الكونجرس، أورين. |
| Haftaya oynayacağımız büyük sahne için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أنا أتطلع إلى المشهد الذي سنقدمه الأسبوع القادم |
| Ve ilk üçü için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | و أنا أتطلع لمشاهدة الأجزاء التلاثة الأولى. |
| Geniş Alan Kamerası'nı yerleştirmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أنا أتطلع بشغف للخروج و وضع الكاميرا ذات المجال الواسع |
| sabırsızlıkla bekliyorum | Open Subtitles | ودعني أخبرك شيئاً أنا أتطلع لهذا |
| Mektubunu sabırsızlıkla bekliyorum. | Open Subtitles | أنا أتطلع لرسائل منكم يا إخوانى |
| Söylediklerini ispatladığını görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. | Open Subtitles | أنا أتطلع للقائك وأنت تحاول إثبات ذلك |
| Hayır, hayır hayır. Onlarla tanışmaya can atıyorum. | Open Subtitles | لا ، لا ، أنا أتطلع لمقابلة اصدقائها |
| Hatta günde iki, üç defa yapmaya can atıyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة، أنا أتطلع لإثنتين أو ربما ثلاث في اليوم! |
| 12 açık fikirli insanı şu kutuda görmeyi iple çekiyorum. | Open Subtitles | أنا أتطلع لرؤية 12 عقل متقبل في ذلك الصندوق |
| - O zamanı iple çekiyorum. Bir saniye izin verir misin? | Open Subtitles | أنا أتطلع إلى ذلك هل بوسعك أن تمنحني لحظة ؟ |
| O anın gerçekliğini sahnede tekrar canlandırmayı gerçekten çok istiyorum. | Open Subtitles | لذا أنا أتطلع إلى إعادة تلك اللحظة على المسرح |