| Aslında, bir daha gerçekten moral çöküntüye uğradığınızda, aynaya bakın ve kendinize bakıp, merhaba, burada bir yıldıza bakıyorum diyebilirsiniz. | TED | لذلك في المرة القادمة عندما تكون محبطاً انظر في المرآة و تستطيع القول لنفسك، مرحبا أنا أنظر إلى نجم هنا |
| Aynı envantere bakıyorum Kaptan ve üzgünüm ama şu ifadenin olduğu yeri göremiyorum, | Open Subtitles | أنا أنظر إلى بيان المحتويات , كابتن ولا أرى للأسف شيء مكتوب يقول |
| Özür dilerim, yanlış bir izlenim bırakmak istemem. Gözüne mi bakıyorum banda mı? | Open Subtitles | أنا آسف لا اريد أن تفهم هذا خطأ أنا أنظر إلى النمر بعينه |
| Ekrana bakıyorum ve sana diyorum durum çok umutsuz değil. | Open Subtitles | أنا أنظر إلى الشاشة وإنّي أخبرك وضعك ليس ميؤوسا منه |
| Sadece gitmem gereken yöne bakıyorum, yani biraz bisiklet sürmek gibi, kollarım kendi hâlinde. | TED | أنا أنظر إلى الهدف الذي أريد أن أذهب إليه، وتقريبا كما نقود الدراجة الهوائية، تقومان يدي بالمثل. |
| Biliyormusun, şu anda ben de tam senin fotoğrafına bakıyorum. | Open Subtitles | حسنا، أتعلمي، أنا أنظر إلى صورتك الآن، أيضا |
| Trafik işaretlerine şaşkınlıkla bakıyorum. | Open Subtitles | أنا أنظر إلى إشارات المرور وأقترح الطريقة |
| Yeni şehrime kendi senaryomu getirdiğim boş bir sahne olarak bakıyorum. | Open Subtitles | أنا أنظر إلى بلدتي الجديدة كمرحلة فارغة يُسمح لي فيها بإحضار سيناريو خاص بي |
| Burnuna bakıyorum ama ruhuna bakıyormuşum gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أنا أنظر إلى أنفك لكننى أشعر بأننى أحدق داخل روحك |
| Bu ilişkiye bakıyorum ve sende nasıl etkiler bıraktığını görüyorum. | Open Subtitles | أنا أنظر إلى هذه العلاقة و أرى ما الذي حصل لك |
| Saat 3 pozisyonundaki koca memeli kızıl saçlıya bakıyorum. | Open Subtitles | لا. أنظر, أنا أنظر إلى ذات الشعر الأحمر على يمينك ذات الثديان الكبيران |
| Saat 3 pozisyonundaki koca memeli kızıl saçlıya bakıyorum. | Open Subtitles | لا. أنظر, أنا أنظر إلى ذات الشعر الأحمر على يمينك ذات الثديان الكبيران |
| Hayır, işe bir de iyi tarafından bakıyorum. Hak ettiğiniz neyse onu aldınız. | Open Subtitles | كلا، أنا أنظر إلى الأمر بهذه الطريقة، لقد حصلت على ما تستحقه. |
| Doğruca ana toplanma yerine bakıyorum. | Open Subtitles | أنا أنظر إلى أسفل على كامل صالة الركّاب الرئيسية |
| Evet Dr. Brennan. Şu anda bana yolladığınız röntgenlere bakıyorum. | Open Subtitles | نعم أيتها الطبيبة برينان أنا أنظر إلى صور الأشعة السينية التي أرسلتها لي |
| Birkaç doktorun bir çocuğun yatağının etrafında durduğu bir fotoğrafa bakıyorum şimdi. | Open Subtitles | أنتظر أنا أنظر إلى صورة الآن عن مجموعة من الأطباء حول سرير طفل |
| Şu an planlarına bakıyorum. | Open Subtitles | أنا أنظر إلى المخطط , إنه يوضح أن المنزل عندما بُني لأول مرة |
| Politik açıdan, anayasaya bakıyorum. | Open Subtitles | , بوجهة النظر السياسية أنا أنظر إلى الدستور |
| Bakın, bu doğru. Şu anda onun tutuklanma raporuna bakıyorum. Cardiff hayatta. | Open Subtitles | أنا أنظر إلى تقرير إلقاء القبض عليه، إنه حي |
| Oğluma bakıyorum. Sanki 3 hafta önce doğmuş gibi. | Open Subtitles | أنا أنظر إلى ابني الذي وُلِد منذ حوالي ثلاثة أسابيع ماضية. |