Bunu nasıl becerdin merak ediyorum. | Open Subtitles | حسناً ، أنا فضولي بعض الشيء لأسمع كيف فعلتَ ذلك |
Seni getirdiği için Providence'a nankör davrandım ama onlarla nasıl bir araya gelebildiğini merak ediyorum. | Open Subtitles | ليس ذلك أنني جاحد لإعادتك إلى بروفيدانس لكنني أعترف أنا فضولي نوعا اما بالنسبة إلى كيفية إستطعت التصفية معهم |
Başlamadan önce Küp'ü nasıl bulduğunu merak ediyorum. | Open Subtitles | قبل أن تبدأي أنا فضولي بسبب كيفية عثوركِ على الصندوق |
merak ediyorum. Böyle hissetmesi için ne yaptın? | Open Subtitles | أنا فضولي ما الذي فعلته بالضبظ لكي تجعلها تشعر إتجاهك بهذه الطريقة |
Hayır. Sadece Merak ettim. Acaba... böyle bir şey için ne kadar ayırmış olabilir? | Open Subtitles | لا,أنا فضولي فقط,كنت أتساءل كم يمكنه أن يدفع في هذة المجوهرات,هذا كل شيئ |
Başıma ne kadar ödül koyduğunuzu çok merak ediyorum. | Open Subtitles | أنا فضولي بالنسبة الى المبلغ المرصود لمن يكتشف شخصيتي |
Yine de burada tam olarak, ...ne yaptığınızı biraz merak ediyorum. | Open Subtitles | أنا فضولي قليلاً على الرغم من حول بالضبط ما تفعلونها لها هناك |
merak ediyorum da bu bize ne kadara patladı? | Open Subtitles | .. إذاً ، أنا .. فضولي كم كلّفنا هذا الشئ؟ |
Bunu nasıl becerdin merak ediyorum. | Open Subtitles | حسناً ، أنا فضولي بعض الشيء لأسمع كيف فعلتَ ذلك |
Ve şu an, neden kapıya doğru gitmek yerine orada oturduğunu merak ediyorum. | Open Subtitles | والآن أنا فضولي بشأن لماذا تجلس على الأرض |
Nasıl oldu da birlikte çalışmaya başladınız merak ediyorum. | Open Subtitles | أنا فضولي لأعرف السبب الذي جعلكِ تعملين معه؟ |
Ne tür bir oyun oynadığınızı gerçekten çok merak ediyorum. | Open Subtitles | أنا فضولي لمعرفة أي نوع من الألعاب تلك التي تلعبونها ؟ |
Ama sadece merak ediyorum, avukatın bunun nasıl olduğunu sorduğunda ne söyleyeceksin? | Open Subtitles | لكن أنا فضولي ماذا تتحدث مع محاميك عندما يسألك كيف حصلت على هذه ؟ |
Bu bölgede ne yapıyordun merak ediyorum. | Open Subtitles | أنا فضولي أن أعرف ما تفعلونه في هذه المنطقة |
Kadının satacağı bir şey yokken tezgâhında ne var, merak ediyorum. | Open Subtitles | بما أنه ليس لديها شيء لتقدمه أنا فضولي لأسمع عرضها , تماشى معي |
Seni burdan çıkarırsak daha iyi olacağını merak ediyorum. | Open Subtitles | أنا فضولي لمعرفة ما إذ كنت ستقبل وستكون الأفضل. |
Şimdi içerisinde ne olduğunu gerçekten çok merak ediyorum. | Open Subtitles | الأن ، أنا فضولي جداً لمعرفة ماذا يوجد بالداخل |
Aslında, bu tarih -- merak ediyorum da acaba herhangi biriniz bu çok önemli tarihte ne olduğunu hatırlar mı? | TED | في الواقع، التاريخ -- أنا فضولي لأعرف اذا كان أي منكم يعرف ما حدث في هذه اللحظة من التاريخ؟ |
Dindar birinin, acıya nasıl tepki verdiğini merak ediyorum. | Open Subtitles | أنا فضولي لو كان الألم يختلف لرجل متدين |
Merak ettim. Beni öldürdükten sonra ne yapacaktın? | Open Subtitles | أنا فضولي بعد قتلي في ماذا تخططي أن تفعلي؟ |
Bay Yok edici, Merak ettim bu tuhaf görünümlü araç gücünü nereden alıyor? | Open Subtitles | سّيد مدمر، أنا فضولي ما الذي يشغل هذا بالضبط عربتك غريبة المظهر؟ |