| Ama sana söylemiştim günün sonunda bir cevap almak zorundayım. | Open Subtitles | لَكنِّي أخبرتُك، أنا يَجِبُ أَنْ آخذَ جواب عند نهاية اليوم. |
| Her şeyden önce tüm şapeli onarmak zorundayım. | Open Subtitles | أولاً أنا يَجِبُ أَنْ اعيد ترميم الكنيسة بالكاملَ. |
| Mümkün olduğu kadar çabuk O'Hare'e gitmek zorundayım. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أَصِلَ إلى اوهاري بأقصى سرعة. |
| Seattle de birlikte görünmek gereken kişiler hakkında kesin beklentiler var. | Open Subtitles | حول نوعِ الشخصِ أنا يَجِبُ أَنْ أُرى مَع. حَسناً، ذلك سهلُ. |
| Karımla nasıl tanıştığımı açıklamak için babamı tarif etmem gerekir. | Open Subtitles | لكي أُوضّحَ كَيفْ قابلتُ زوجتَي أنا يَجِبُ أَنْ أَصِفَ أبي. |
| Bu noktada itiraz etmeliyim Doktor. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ آخذَ إعتراضَ هناك، طبيب. |
| Ruhlarımız sorguya çekilirken, Bay Kornbluth, dürüst olmalıyım ki sizi hiç bir zaman bilim adamı yerine koymadığımı da söyleyeceğim. | Open Subtitles | بينما نحن نَعرّي أرواحنا، سّيد كورنبلاس، أنا يَجِبُ أَنْ أُخبرَك أني بأمانة لا إعتبرَك رجل عِلْمَ. |
| Onları bir kontrol etsem iyi olacak. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أَذْهبَ مراقبةَ في عليهم. |
| Tuvalete gitmem gerek. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أَذْهبَ إلى غرفةِ الأولادَ. |
| Bunun delilik olduğunu düşünebilirsin, bence bu tamamen delilik ama Maine'e gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك سَتَعتقدُ هذا جنونُ. بالتأكيد أعْمَلُ. أنا يَجِبُ أَنْ أَذْهبُ إلى مايني. |
| İşin en zor kısmı şu: Gidersem, eski eşimin ailesini görmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | الجزء الأول الأصلب، إذا أنا أَذْهبُ، أنا يَجِبُ أَنْ أَرى نسبائَي. |
| Şimdi Puja'yla görüşmek için ben senden izin almak zorundayım. | Open Subtitles | الآن أنا يَجِبُ أَنْ أعطيك إذن لمُقَابَلَة بووجا. |
| Gelenekler ve kurallar konusunda konseye hesap vermek zorundayım. | Open Subtitles | في أمورِ التقليدِ والنظامِ أنا يَجِبُ أَنْ أَستجيبَ إلى المجلسِ |
| Bilirsin, Frasier, bunu söylemek zorundayım, gerçekten koltuklarım kabardı. | Open Subtitles | تَعْرفُ، فرايزر، أنا يَجِبُ أَنْ أَقُولَ، أَنا حقاً مُغرى جداً. |
| Debra'yı tamamen anladığımı söylemek zorundayım. | Open Subtitles | حَسناً، أنا يَجِبُ أَنْ أَقُولَ. أنا بالكامل إفهمْ ديبرا هنا. |
| Evet. Kulağa çok cezbedici gelse de, korkarım ben reddetmek zorundayım. | Open Subtitles | Uh، حَسناً، مغري كذلك الأصوات، أَنا خائفُ أنا يَجِبُ أَنْ أَهْبطَ. |
| Yapmam gereken bir tek şey var. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أَحْصلَ على شيءِ وحيدِ واحد عَملَ. |
| Yardım almam gerekir. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أَحْصلَ على بعض المساعدةِ. |
| Çıkmam gerekiyor telefon etmeliyim. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أَتْركَ لأنني يَجِبُ أَنْ أَجري المكالمات الهاتفيةَ |
| Onun için yaptığım seçimlerde çok dikkatli olmalıyım. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أكُونَ واضحَ جداً على الإختياراتِ أَجْعلُ لَهُ. |
| Gitsem iyi olacak. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا أنا يَجِبُ أَنْ أَبْدأَ. |
| Bana ihtiyaç duyanlara gitmem gerek. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أَذْهبَ حيث أَنا مطلوبُ. |
| gitmem gerekiyor, belediye reisi benimle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | دعنا نَذْهبُ. أنا يَجِبُ أَنْ أَنشقُّ. رئيس البلدية يُريدُ الطَرَقَة مَعي. |
| Sanırım dergiye harcadığım vakti azaltmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | حَسناً، أَحْزرُ أنا يَجِبُ أَنْ أُخفّضَ وقتَي في المجلةِ. |