| Bunun ayağınıza düşmesini istemezsiniz tabii, ya da başınıza... Ne de olsa, bu da bir olasılık. Ama kötü bir olasılık. | TED | أنتم لا تريدون لهذا أن يقع على قدمكم أو رأسكم، لأنه سيسبب ذات التلف له. سيكون الأمر سيئاً. |
| Ama ondan istemezsiniz. Bunu size... çok iyi fiyata satarım. | Open Subtitles | هذه دودج موناكو أنتم لا تريدون هذه السيارة |
| Evet, uh...millet, gerçekten oraya gitmek istemezsiniz. | Open Subtitles | نعم، يا رفاق أنتم لا تريدون الذهاب الى هناك إنها ليست نزهة في الحديقة بالضبط |
| Oğlunuzun gitmesini istemiyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | أنتم لا تريدون أن يرافقكم الصبى أليس كذلك؟ |
| Uh, anlıyorum. Bana taleplerinizi bildirmek istemiyorsunuz. Fakat lütfen, rica ediyorum! | Open Subtitles | لقد فهمتُ، أنتم لا تريدون توجيه مطالبكم لى ولكن من فضلكم، أتوسل لكم ألا تؤذوا أحد ما |
| Tamam beyler, size mola aldırmamı istemiyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | حسناً أنتم لا تريدون أخذ إستراحة ، أليس كذلك ؟ |
| O taraftan gitmek istemezsiniz. | Open Subtitles | أنتم لا تريدون أن تسلكوا هذا الطريق ثقوا بي |
| Okuldaki ilk gününüze geç kalmak istemezsiniz. | Open Subtitles | أنتم لا تريدون أن تتأخروا عن اليوم الدراسي الأول |
| Titan botanik bahçelerini kaçırmak istemezsiniz. | Open Subtitles | أنتم لا تريدون أن تفوتوا الحدائق النباتية الكبيرة. |
| Birilerini vurmak istemezsiniz değil mi? | Open Subtitles | أنتم لا تريدون أن تطلقوا النار على أحد أليس كذلك؟ |
| Patladıklarında orada olmak istemezsiniz. | Open Subtitles | و أنتم لا تريدون أن تكون بقربهم عندما يفعلون |
| Grup sohbetinde üstünüze gelmemi istemezsiniz. | Open Subtitles | أنتم لا تريدون مني أن أنظم إليكم في مجموعة البريد الإلكتروني |
| Bu olanlar hakkında hiçbir şey bilmek istemezsiniz. | Open Subtitles | أنتم لا تريدون أن تعرفوا عن أيٍ من هذا |
| Sanırım duymak istemezsiniz. | Open Subtitles | أنتم لا تريدون سماع هذا يا رفاق |
| Bunu yapmak istemezsiniz. Siktirin lan. | Open Subtitles | أنتم لا تريدون فعل هذا ابتعدوا |
| Kurtarılmak istemiyorsunuz. Sizinle birlikte savaşacak biri istiyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم لا تريدون الإنقاذ، تريدون أحد يقاتل معكم |
| Ve ilerleyince, gerçekten de lityum kullanan hasta olmak istemiyorsunuz. | TED | وعند الذهاب للأمام ، أنتم لا تريدون في الواقع أن تكونوا من المرضى الذين يأخذون الليثيوم هذه المرة . |
| Hayır, beyler, siz bir aydınlanma istemiyorsunuz. | Open Subtitles | لا، أيها السادة، أنتم لا تريدون صحوة |
| Siz hiç te uyumak istemiyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | أنتم لا تريدون أن تناموا , اليس كذلك ؟ |
| Öyle, siz beni orada istemiyorsunuz. | Open Subtitles | نعم أنتم لا تريدون أن أكون هناك |