| Ve uzun zamandır yatıyoruz. Ve şirin olduğumu düşünüyorsun, şimdi söyledin. | Open Subtitles | , و أنت تعتقد أننى لطيفة . قلت ذلك أنت للتو |
| Seni bu sayede seveceğini ve koruma altına alacağını düşünüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تعتقد أنه سيحبك بسبب هذا وستحصل على حمايته ، أليس كذلك؟ |
| O kadar büyük olduğu için iki kez sevişmiş sayacağını düşünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تعتقد أنه بسبب كونها ضخمة جدا فالمضاجعة معها تحسب كإثنتين |
| Bu küçük orospu gardiyanın arkasına saklandın diye adamı bırakacağımı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | لذا أنت تعتقد انى أهتم حول هؤلاء الحراس الملاعين الذين لديك الأن |
| Yani bu kızarıklık ve kasılmalar gerçekten kafamın içinde mi Sence? | Open Subtitles | إذن أنت تعتقد أن الطفح و التشجنات تأتي حقاً من رأسي؟ |
| Ne? Benim bir cinayet komplosunun bir parçası olduğumu mu düşünüyorsunuz? Peki, yanılıyorsunuz. | Open Subtitles | ماذا , أنت تعتقد أني جزء من هذه المؤامرة حسنا , أنت مخطيء |
| Yani, bilinç kaybı yaşadığı zamanlardan birinde bu geminin sistemini bozduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | إذا أنت تعتقد أنها إخترقت أنظمه السفينه فى واحدة من فترات فقدانها الوعى |
| Aşkın mental bir hastalık olduğunu düşünüyorsun, bu yüzden savaşıyorsun. | Open Subtitles | أنت تعتقد أن الحُب مرض عقلى ، لذا تقوم بمحاربته |
| Daha hala 19. yüzyılda yaşadığımızı düşünüyorsun. | Open Subtitles | على هذا الكوكب أنت تعتقد لا تزال تعيش في القرن 19 |
| Evliliğini mahvedenin ben olduğumu düşünüyorsun ve bu makul davranmanı engelliyor. | Open Subtitles | أنت تعتقد أننى دمرت زواجك و قد شوش هذا على حكمك بالكامل |
| Çok iyi olduğunu düşünüyorsun, öyle değil mi, McQuade? | Open Subtitles | أنت تعتقد بأنك بأفضل حال أليس كذلك ، ماكوايد؟ |
| Ne düşünüyorsun? Artık Jake öldü ve bütün parayı aldık. | Open Subtitles | أنت تعتقد أن جايك قد مات وأننى حصلت على كل النقود |
| Eski karım adamın biriyle bir iki kere buluştu diye bozulacağımı sanıyorsun. | Open Subtitles | أنت تعتقد أنِ سأنزعج لان زوجتي السايقه واعدت نفس الرجل عده مرات |
| Dürüst olduğun için cennete gidiyor olduğunu sanıyorsun ama gitmiyorsun. | Open Subtitles | أنت تعتقد أنك ستدخل الجنة لأنك شريف، ولكنك لست كذلك |
| Ve sen de senin aptal bahsin için geleceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | و أنت تعتقد أنه سيأتي من أجل هذا الرهان السخيف ؟ |
| Sence Angels Memorial'a başvurdun ve hemen işe alındın mı? | Open Subtitles | أنت تعتقد أنك تتقدم بطلب الى المستشفى و يتم توظيفك؟ |
| Sence bugün kim Pittsburgh için atıcılık yapar? | Open Subtitles | الذي يعمل أنت تعتقد درجة لبيتسبيرج اليوم؟ |
| Yani Sence bunu yapan kişi, aynı zamanda cinayetlerden de sorumlu kişi mi ? | Open Subtitles | و أنت تعتقد أن أى من فعل هذا هو المسئول عن جرائم القتل ؟ |
| Ve bu yerin gerçekten bir farklılık yaratacağını mı düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | و أنت تعتقد حقاً أن هذا المكان سيحدث أي اختلاف؟ |
| Hiçbir şey kaybetmeyeceğinizi düşünüyorsunuz. Ama öyle değil, Siddharth. | Open Subtitles | أنت تعتقد أن كل شئ سير كما تراه لكن الأمر ليس كذلك , سيدهارت |
| Buranın bir süreliğine bu tip şeyler için kullanıldığına inanıyorsun. | Open Subtitles | أنت تعتقد أنه أياً كان من عاش هناك فإنه قد عاش لبعض الوقت |
| Yeryüzündeki en güçIü varlığı yenebileceğini mi sandın? | Open Subtitles | أنت تعتقد أنك تستطيع هزيمة أعظم قوه على وجه الأرض |
| Muhabirler polis çağrılarına kulak vermez mi diyorsun? | Open Subtitles | أنت تعتقد أن المراسلين لا يستمعون لمكالمات الشرطة؟ |
| Peki gerçekten antremanlara dönmemin iyi olacagini mi düsünüyorsun? | Open Subtitles | إذن أنت تعتقد حقاً بأنه لابأس بعودتي للتمارين؟ |