| beraber yalnız olduğumuz en son zaman, beklemeye değer bazı şeyler olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | آخر مره كنا فيها وحدنا سويا أنت قلت أشياءا كانت تستحق الأنتظار لأجلها |
| Şirketin zamanını hiç çalmadığını söylemiştin, ben de emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أنت قلت أنك لا تضيع وقت الشركة بتاتا ,أنا أتأكدّ فقط |
| Bir ruh olarak beni görmeye geldiğinde güneş gibi parladığımı söyledin. | Open Subtitles | ، عندما جئت لتراني كشبح أنت قلت أنني ألمع مثل الشمس |
| Akşam yemeğinde yarın öğlen yemeğine çıkar ve babana doğumgünü hediyesi alırız demiştin. | Open Subtitles | العشاء أنت قلت أننا سنخرج للغذاء غدا و سنشتري هدية عيد ميلاد والدك |
| Ve sen bir kızak takımında 11 kişi vardır dedin. | Open Subtitles | و أنت قلت أن هناك 11 لاعب في فريق التزلج |
| Tamam, bu heykellerden dört tane olduğunu söylemiştin toprak, rüzgar, ve ateş? | Open Subtitles | حسناً, أنت قلت إنه هناك أربعة منحوتات. الأرض و الرياح و النار؟ |
| Tatil paramızı ikiye katlamaya çalışmak için aptal bir komplo yapmayacağını söylemiştin. | Open Subtitles | أنت قلت أنك لن تقوم بمحاولة مضاعفة رخوياتنا من خلال مخطط طائش. |
| O kadının İngiltere'den geldiği mi söylemiştin? | Open Subtitles | أنت قلت أنّ هذه الفتاة أتَـت من إنجلترا؟ |
| Onları getirirsek Krallık'tan ne istersek alabileceğimizi söylemiştin. | Open Subtitles | ،إذا أحضَرت هذه، أنت قلت أننا يُمكننا أن نأخذ أيّ شيء في المملكة |
| - Ne? Olmaz, ona yemek vermem. Sadece yemek yiyince büyüdüğünü söylemiştin. | Open Subtitles | كلا لن اقوم بإطعامها أنت قلت بأنه ينمو عند الأكل |
| Musa'ya samansız tuğla yapmasını söylemiştin. | Open Subtitles | أنت قلت ل موسى أن يصنعوا قوالب الطوب بدون القش |
| İki insana da ilgi duymanın mümkün olduğunu kendin söyledin. | Open Subtitles | أنت قلت بنفسك أنه من الممكن أن يكون مشاعر لشخصين. |
| Bu senin hatan. Saçlarımı kestiğimde daha genç görüneceğimi sen söyledin. | Open Subtitles | كل هذا بسببك أنت قلت أنني أبدو أصغر لو قصصت شعري |
| Kendin söyledin Scully. Otopside, o adamların birbirini öldürdüğü anlaşıldı. | Open Subtitles | أنت قلت أن التشريح أثبت أن الرجال قتلوا بعضهم البعض |
| Akşam yemeğinde yarın öğlen yemeğine çıkar ve babana doğumgünü hediyesi alırız demiştin. | Open Subtitles | العشاء أنت قلت أننا سنخرج للغذاء غدا و سنشتري هدية عيد ميلاد والدك |
| Dinle, ortalıkta ne varsa toparla, olay soygun gibi görünsün demiştin bana. | Open Subtitles | لا, أنت قلت خذ أي شي ملقاء على الارض وجـعـلـهـا تـبدوا كالسـرقـه |
| Geçen gün bana bir şey dedin. Onu netliğe kavuşturmam lazım. | Open Subtitles | أنت قلت شيئاً ما منذ بضعة أيام شيئاً ينبغي عليه استيضاحه |
| Hayatım, sen de dedin bu adam yuvarlanan taş gibi. | Open Subtitles | حبيبتي، هذا الرجل حجر دوار. أنت قلت ذلك بنفسك. |
| Ama... bu hastanenin geleceği olduğumuzu ve öğrenmemiz gerektiğini siz söylediniz. | Open Subtitles | لكن.. أنت قلت بأننا نحن مستقبل المستشفى, وأننا بحاجة للتعلم |
| Söze'nin bizi, birini öldürmeye gönderdiğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | أنت قلت أن سوز أرسلنا لقتل شخص ما , أليس كذلك ؟ |
| Benim için düşünme zamanının bittiğini artık harekete geçmem gerektiğini söylemiştiniz. | Open Subtitles | أنت قلت أن وقت التفكير قد أنتهى بالنسبة لي الان بدا وقت الفعل |
| - dediniz ki bu odadaki biri... cinayet hakkında sÖylediğinden fazlasını biliyor. | Open Subtitles | أنت قلت بأنَ شخصاً ما في هذه الغرفة يعرف أكثر مما يقوله عن جريمة القتل |
| Zamanını boş yere harcamak yerine ikinci bir plan istiyorum diyen sendin. | Open Subtitles | أنت قلت أنك تريد خطة بديلة بدلاً من إضاعة بقية حياتك |
| Hiç çatışmaya girmeden bu savaş hakkında karar veremeyeceğimi söyleyen sendin. | Open Subtitles | أنت قلت أنني لا أستطيع الحكم على الحرب وأنا لم أقاتل في معركة بعد |
| Thorn' u tanıdığımı söylüyorsunuz, beden olarak, ruh olarak değil. | Open Subtitles | أنت قلت أننى أعرف ثورن.. الرجل فقط و ليست روحه |