| - İlişki kurmakta iyi değilsin çünkü onlara değer vermiyorsun. | Open Subtitles | أنت لست جيداً في العلاقات لأنك لا تقدِّرهم |
| Evlat, sen hiçbir şeyde iyi değilsin, başımın etini yemek dışında. | Open Subtitles | أنت لست جيداً في شيء أيها الفتى، عدا إزعاجي |
| Onun için yeterince iyi değilsin. O daha iyisini hak ediyor. | Open Subtitles | أنت لست جيداً بما فيه الكفاية لها إنها تستحق الأفضل |
| Dürüstçesi, sen böyle oturmakta pek iyi değilsin. | Open Subtitles | بصراحه أنت لست جيداً في الجلوس جانباً |
| "yeteri kadar iyi değilsin", ve kız olursa "beni hep hayal kırıklığına uğratıyorsun" ismini vermeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | أنت لست جيداً بما يكفي " إن كان ولداً " و "ستخيبين ظنّي دائماً" إن كانت فتاة |
| Onunla kazanamayacaksın. Yeterince iyi değilsin. | Open Subtitles | لن تربح معها أنت لست جيداً بما يكفي |
| Partiler dışında da pek iyi değilsin. | Open Subtitles | أنت لست جيداً حتى خارج الحفلات |
| İçindeki karanlığı görmüştü. Sen iyi değilsin. | Open Subtitles | رأيت فيك الظلام أنت لست جيداً |
| Yeterince iyi değilsin. | Open Subtitles | أنت لست جيداً كفاية |
| Bunda iyi değilsin. | Open Subtitles | أنت لست جيداً في هذا |
| Sen aslında düşündüğün kadar iyi değilsin. | Open Subtitles | أنت لست جيداً كما كنت عليه |
| Sen ekibim için yeteri kadar iyi değilsin. | Open Subtitles | أنت لست جيداً كفايةً لفريقي |