| Cid'i 22 yaşındayken doğurdum. Ama şehirdeki yaşantımdan vazgeçmek istemedim. | Open Subtitles | لقد أنجبته وأنا في الثانية والعشرين من عمري ، ولكنني لم التخلي عن حياتي بالمدينة. |
| Emin ol, onu 3 yaşındayken doğurdum. | Open Subtitles | أؤكد لك أنني أنجبته عندما كنت في الثالثة من عمري |
| Onu ben doğurdum. Ama karınız ona daha çok annelik etti. | Open Subtitles | أنا مَن أنجبته لكن زوجتُـك أمّه |
| Onu doğurduğumda 20 yaşındaydım ve onu iyi yetiştirdim. | Open Subtitles | لقد أنجبته عندما كنت في العشرين من عمري .. وقمت بتربيته كالأمير |
| Onu doğurduğumda daha çocuktum. | Open Subtitles | كنت طفلة عندما أنجبته |
| doğurduğu tek oğlu kızıl hastalığı yüzünden yedi aylıkken ölmüş. | Open Subtitles | ابنها، الذي أنجبته مات بالحمى القرمزية وكان عمره 7 أشهر |
| Oh, bu arada, ona onu 22 yaşımdayken doğurduğumu söyledim. | Open Subtitles | أوه، بالمناسبة، قلت له أنني كنت 22 عندما أنجبته |
| Yine de onu doğurdum aynı şekilde. | Open Subtitles | و لكني أنجبته و لم يفرق معي |
| Onu ben doğurdum. | Open Subtitles | 'فأنا من أنجبته' |
| Genç yaşta doğurdum. | Open Subtitles | لقد أنجبته عندما كنت شابه |
| Onu ben doğurdum. | Open Subtitles | فأنا من أنجبته |
| Ben doğurdum onu. | Open Subtitles | فلقد أنجبته |
| Onu doğurduğumda daha çocuktum. | Open Subtitles | كنت طفلة عندما أنجبته |
| Birincisi onu doğurduğumda. | Open Subtitles | أولاً ، عندما أنجبته |
| Brandon altın yıllarımın çocuğuydu. Onu doğurduğumda neredeyse 50 yaşındaydım. | Open Subtitles | أنجبت (براندون) أيّام أزمة الإياس، فقد قاربت الخمسين عامًا حين أنجبته. |
| Onu doğurduğumda oldukça gençtim. | Open Subtitles | أنجبته وأنا صغيرة |
| Öyleyse seni kendi doğurduğu oğlu gibi gördüğünü mü sandın? | Open Subtitles | إذًا هل كنت تظنّ أنها ستعتبرك كابن أنجبته بنفسها؟ |
| Kendi doğurduğu et parçalarını da yedi. | Open Subtitles | فأكلت من اللحم الذي أنجبته |
| Onu doğurduğumu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنني أنجبته. |