| Saygıdeğer bir İngiliz hanım gezgin sanatçı kılığında İskoç kırsalından seyahat ediyor. | Open Subtitles | أمرأه أنكليزيه محترمه تتنقل عبر الريف الاسكتلندي تتضاهر بأنها مقدمة عروض متجوله |
| Klanda hiç kimsenin artık seni halefim olarak desteklemeyeceğini gayet iyi bilerek bir İngiliz'le evlendin. | Open Subtitles | تزوجت من أنكليزيه عالماً بأنه ولا أحد في العشيره الان سوف يساندك لتكون خليفة لي |
| Zavallı Jamie'm âşksız bir evliliğe hapsolup soğuk bir İngiliz kaltakla yatağını paylaşmak zorunda bırakıldı. | Open Subtitles | جايمي المسكين قد أحتجز في زواج خالي من الحب أجبر في ان يتشارك فراشه مع عاهره أنكليزيه |
| Gayet iyi yetiştirilmiş bir İngiliz hanım ve sıradan suçlu bir İskoçyalı. | Open Subtitles | أمرأه أنكليزيه نبيله ومجرم أسكتلندي |
| Unutma, asilzade bir İngiliz kadın için çalışıyorsun. | Open Subtitles | تذكر بأنك تعمل عند أمرأه أنكليزيه نبيله |
| Gidip bir İngiliz'le evlendiğini söylediler. | Open Subtitles | قالوا بأنه ذهب وتزوج من أنكليزيه |
| Bir delikanlı gibi giyinmiş İngiliz hanımefendi müstehcen şarkılar söylüyor. | Open Subtitles | حسناً,سيده أنكليزيه ترتدي ملابس الرجال متغنيه بهذه الاغنيه الفاجره... |