| Evet, öyle olduğunu biliyorum çocuk. Ve bunu Allah'la yüzleşeceksin, ben de aynı şekilde. | Open Subtitles | أجل، أعلم أنكِ كذلك يا صغيرتي وسيحاسبك الرب إزاء هذا وأنا كذلك |
| öyle olduğunu biliyorum. Ben neyim? | Open Subtitles | أعلم أنكِ كذلك, لكن ماذا أكون؟ |
| Seni tanıyorum öyle olduğunu düşünmüyorsun ama bunu yapacak kadar güçlüsün. | Open Subtitles | أنا أعرفكِ ولا تعتقدين أنكِ كذلك |
| Ama şimdi ikimiz de öyle olduğunu biliyoruz neden onu ok işaretine çevirip yararlılar kısmına atmıyoruz? | Open Subtitles | , لكننا الآن نعرف أنكِ كذلك لذا دعينا نغير علامة الإستفهام إلى سهم . ونوجهه إلى قائمة الفوائد ... أو, لدي حلٌ أفضل |
| öyle olduğunu söylemedim. | Open Subtitles | لم أقل أنكِ كذلك |
| öyle olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنكِ كذلك |