Tüm insanlara kızgın olduğunu biliyorum çünkü senden uzaklaşıp onlara gittiğimi düşünüyorsun. | Open Subtitles | أعرف أنك غاضب من أولئك الناس لأنك تظن أني تركتك وذهبت إليهم |
Bak, ona kızgın olduğunu biliyorum ama burada eşinden bahsediyoruz. | Open Subtitles | أعرف أنك غاضب منها لكن هذه زوجتك التي نتكلم عنها |
Peki, nedenleri konusundaki fikrin doğru olsa da olmasa da kızgın olduğunu görüyorum. | Open Subtitles | حسناً, سواءاً كانت تقديراتك لدوافعهم صحيحة أم لا يمكنني أن أرى أنك غاضب, |
Şu an Tanrıya çok kızgınsın. Çünkü onu mutlu etti. | Open Subtitles | يا إلهي، لا بد أنك غاضب من الرب الآن لإسعادها |
Hey sinirli olduğunu anlıyorum, ama eğer hala bunu devam ettirirsen, ona yapacağın şey... çok çok daha kötü. | Open Subtitles | مهلاً ، أنا أفهم أنك غاضب لكنإذامضيتبهذا،فما ستفعلهلها.. هوأسوأبكثير. |
Sokakta yaşananlar yüzünden Üzgün olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اُنظر، أعلم أنك غاضب لما جرى هناك في الشارع |
kızgın olduğunu biliyorum. Kızma. Bu herşeyi dahada kötü yapar. | Open Subtitles | أعرف أنك غاضب , لكن لا تغضب فهذا يزيد الأمور سوءاً |
kızgın olduğunu biliyorum, buna da hakkın var, ama konuşmamız lazım. | Open Subtitles | أعرف أنك غاضب ،ولديك الحق في هذا لكن دعنا نتحدث |
Bana kızgın olduğunu anlıyorum ama bu dava ailemi mahvedecek. | Open Subtitles | وأفهم أنك غاضب مني ولكن القضية قد تحطم عائلتي |
Bak, bana kızgın olduğunu biliyorum. Ve muhtemelen Michael ın kıçını tekmelemek istiyorsun. | Open Subtitles | اسمع، أعلم أنك غاضب مني ومن المحتمل أنك تريد ضرب مايكل |
kızgın olduğunu biliyorum, fakat seni nereye götürdüğümü görünce,fikrini değiştireceksin. | Open Subtitles | أعرف أنك غاضب مني الآن لكن ، عندما ترى إلى أين آخذك ستغير رأيك |
kızgın olduğunu biliyorum, fakat seni nereye götürdüğümü görünce,fikrini değiştireceksin. | Open Subtitles | أعرف أنك غاضب مني الآن لكن ، عندما ترى إلى أين آخذك ستغير رأيك |
Kusura bakma tamam, gülmek için çok erken, çok kızgın olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | آسفة؟ حسناً، ما زال باكراً على الضحك أعرف أنك غاضب بالتأكيد |
Dinle, kızgın olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اسمع ، أعلم أنك غاضب لكنّك وعدتني بإن نتحدث |
Psikolojik destek konusunda bana kızgın olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | يمكنك أن تجعل مساعدتك ترتب لميعاد مع مساعدتى أعلم أنك غاضب بسبب المركز النفسى |
Luc, ona neden kızgın olduğunu anlıyorum, ama benimle neden konuşmadığını hala anlayamıyorum. | Open Subtitles | ، لوك ، أنا أتفهّم أنك غاضب منها لكني لا أفهم لما لم تتكلم معي بشأن ذلك |
Üzgünsün biliyorum hatta kızgınsın da, sorun değil. Seni hapse atmıyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك متضايق، أعلم أنك غاضب لابأس، لن أقذف بك في السجن |
Tamam, sinirli olduğunu biliyorum ve şu anda benimle konuşmuyor olabilirsin ama bunu uzun uzun düşündüm. | Open Subtitles | حسنا,أنا أعلم أنك غاضب وربما تكون لا تتحدث الى الآن ولكننى فكرت فى هذا مطولا وبشده |
Sana olanlar için Üzgün olduğunu biliyorum ama bir intihar görevine çıkmana izin veremem. | Open Subtitles | أعلم أنك غاضب لِما يحدث لك ولكني لن أتركك تذهب بمهمة انتحارية |
Öfkeli olduğunu ve olanlar için beni suçladığnı biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أنك غاضب وأنت تلومني على ما حدث |
kızgın olduğunuzu biliyorum ve siz bir şey demeden önce evet bu işi batırdık. | Open Subtitles | أعلم أنك غاضب لكن قبل أن تقول شيئاً أجل, لقد أخفقنا |
Bak, biliyorum benimle ilgili sorunların var. Biliyorum sinirlisin. | Open Subtitles | انظر، أعرف أن لديك أموراً خاصة بك معي، وأعلم أنك غاضب |
Çok kızdığını biliyorum. Üzgünüm. | Open Subtitles | أعلم أنك غاضب, وأنا آسفة |