| İlgilenebilmemin tek yolu bu. | Open Subtitles | أنها الطريقة الوحيدة التي يمكنني أداء مهمتي فيها |
| Beyindeki sorunlu kısma ulaşmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | أنها الطريقة الوحيدة للوصول للأجزاء المتأثرة من المخ |
| Sanırım, neler olduğunu ispatlamanın tek yolu bu. | Open Subtitles | أعتقد أنها الطريقة الوحيدة لإثبات ما حدث |
| Gerçekten samimi olabildiğim tek yol bu. | Open Subtitles | أنها الطريقة الوحيدة التى أستطيع الوقوف بها |
| Bu saldırıları durdurmanın tek yolu olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنها الطريقة الوحيدة لردع هذه الهجمات |
| Atlatabilmemin tek yolunun bu olduğunu ve evliliğimize iyi geleceğini düşünüyor. | Open Subtitles | تعتقد أنها الطريقة الوحيدة سأكون قادراً في التغلب على ما فعلته لي وربما يساعد على إبقاء زواجنا |
| - Bu tek yol. | Open Subtitles | - أنها الطريقة الوحيدة - أرفض |
| Artık her şeyden çok çabuk nefret eder, bir hale gelmişti. Çünkü tek yolun bu olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | إنه ينزف بسهولة هذه الأيام لأنه يشعر أنها الطريقة الوحيدة |
| İtiraf edeceğim. Onu kurtarmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | حسناً، سأقوم بالاعتراف أنها الطريقة الوحيدة لإنقاذه |
| - Bu evde bir şey öğrenmenin tek yolu bu. | Open Subtitles | يجب أن لا تتنصت أنها الطريقة الوحيدة التي أستطيع بها أن أعرف شيئاً هنا |
| Bizimle gelseniz iyi olur. Güvende olmanızın tek yolu bu. | Open Subtitles | الأفضل تأتون معنا , أنها الطريقة الوحيدة التي ستكونون بها بأمان |
| - En iyi çözüm bu mu? .. - tek yolu bu.. | Open Subtitles | انها الطريقة الأمثل أنها الطريقة الوحيدة |
| Her şeyi bize veren cennetteki Baba'mıza teşşekkür etmenin tek yolu bu görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنها الطريقة الوحيدة والتي أستطيع بها أن أبدأ بشكر ربي ،لـ ... |
| Kimin doğruyu söylediğini bulmamın tek yolu bu. | Open Subtitles | أنها الطريقة الوحيدة التي يمكنني من خلالها مـعـرفـة أذا مـا كــان هــو يـقـول الحـقيقة |
| Söz verdiğimiz gibi sonsuza kadar birlikte olmamızın tek yolu bu. | Open Subtitles | أنها الطريقة الوحيدة التي نصبح بها معاً, للأبد كما وعدنا |
| Annenin güvenliğini garantiye alabilmemin tek yolu bu | Open Subtitles | أنها الطريقة الوحيدة لأضمن لوالدتكِ الآمان. |
| Onu kurtarmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | سوف أقوم بأستدعاء الشرطة أنها الطريقة الوحيدة لأنقاذها |
| Tünel desteklerine ateş edin. tek yol bu. | Open Subtitles | أهدموا دعامات النفق أنها الطريقة الوحيدة |
| Bu laneti kırabilmek için tek yol bu. Pekala. | Open Subtitles | بالطبع لا , يا مولاى أنها الطريقة الوحيدة لكسر اللعنة |
| Oraya senin için gittim çünkü bunun otelini kurtarabilmenin tek yolu olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | ذهبت هناك لأجلك، لاعتقادي أنها الطريقة الوحيدة لإنقاذ فندقك |
| Bunun kaybettiğimiz insanlığı geri kazanmanın tek yolu olduğunu düşündük. | Open Subtitles | إعتقدنا أنها الطريقة الوحيدة لإستعادة البشرية التي فقدناها |
| Buradan kurtulmamızın tek yolunun bu olduğunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | تعرفين أنها الطريقة الوحيدة للرحيل من هنا |
| Buradan kurtulmamızın tek yolunun bu olduğunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | تعرفين أنها الطريقة الوحيدة للرحيل من هنا |
| - Bu tek yol. - İstemiyorum. | Open Subtitles | - أنها الطريقة الوحيدة |
| Evden kaçtığımda tek yolun bu olduğunu kendime söyledim. | Open Subtitles | عندما هربت من المنزل، أقنعت نفسي أنها الطريقة الوحيدة |