| - Kesinlikle doğru. Ben sahnedeyken ikinci defa salonu terk etti. | Open Subtitles | أنها بالتأكيد على حق لقد خرج أحدهم من مسرحيتي للمرة الثانية |
| Hayır o masum olduğunu düşünmüyorum. Ben o Kesinlikle bir parçası olduğunu düşünüyorum... | Open Subtitles | .. لا ، لا أعتقد أنها البريئة ، أعتقد أنها بالتأكيد لديها قسم |
| Yani demek oluyor ki, Kesinlikle bize söylediklerinden daha fazla şey biliyor. | Open Subtitles | بما يعني أنها بالتأكيد تعرف أكثر مما تقول |
| Ve seninle Kesinlikle seks yapabilirdi. | Open Subtitles | أعتقد أنها بالتأكيد كانت مارست معك الجنس |
| Kayıtları az önce kontrol ettim. Bu Kesinlikle o kadın! | Open Subtitles | لقد دققت في تسجيلات إستوديو الصورة أنها بالتأكيد لها |
| Kayıtları biraz önce gözden geçirdim. Kesinlikle aynı kadın! | Open Subtitles | لقد دققت في تسجيلات إستوديو الصورة أنها بالتأكيد لها |
| Oh, evet, Onlar Kesinlikle Harvard deyince yendi. Oh. | Open Subtitles | أوه، نعم، أنها بالتأكيد قد فاز جامعة هارفارد على أن العد |
| Bence Kesinlikle marketten aldılar her şeyi. | Open Subtitles | أظن أنها بالتأكيد إشترت كل شيء من المتجر |
| Kesinlikle depresyonda gibi görünmüyor. | Open Subtitles | أنها بالتأكيد لا تبدو مكتئبة في زفافها. |
| O Kesinlikle hayatını doyasıya yaşıyor. | Open Subtitles | أنها بالتأكيد تعيش حياتها على أكمل وجه، |
| Yani bazı şeyler Kesinlikle ileri gideeck bişey | Open Subtitles | ... لذلك فإنه من الواضح، أنها بالتأكيد لديها شيئا ما يجري هنا لست متأكدا بالضبط كيف أنسجـم مع ذلك |
| - Kesinlikle yoktur efendim. | Open Subtitles | أنها بالتأكيد ليست سفينة امداد. |
| Kesinlikle sıkışmış. | Open Subtitles | أنها بالتأكيد عالقة |
| - Şey, Kesinlikle insan, ama... - Ne? | Open Subtitles | أنها بالتأكيد جثة آدمي |
| Denemeye dener Kesinlikle. | Open Subtitles | أنها بالتأكيد تستحق المحاولة |
| Kesinlikle bunu becerirdi. | Open Subtitles | أنها بالتأكيد تقوم بذلك |
| Bu Kesinlikle orjinal bir Benwaar. | Open Subtitles | أنها بالتأكيد قطعة ( بينوار ) أصليه |
| Bu Kesinlikle orjinal bir Renoir. | Open Subtitles | أنها بالتأكيد قطعة ( بينوار ) أصليه |