| Bilim adamları bir eko-biyolojik, sinaptik ağın parçası olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يتحدث العلماء على أنها جزء من الشبكة المشبكية البيئية البيولوجية |
| Çünkü o cihaz yardım çağrısını almadan önce saldırının bir parçası olduğunu kanıtlayacak tek şey. | Open Subtitles | لأن هذا شيء يثبت أنها جزء من مؤامرة الكمين قبل أن تقوم بإتصال الطوارئ وقتها |
| Bir: Şu 20. yüzyıl ödülleri, iş dünyasının doğal bir parçası olduğunu düşündüğümüz motive ediciler, işe yarıyor ama şaşırtıcı derecede az alanda. | TED | واحد: مكافآت القرن العشرين، تلك المحفزات التي نعتقد أنها جزء طبيعي من العمل، تنجح، لكنها بكل غرابة تنتج في إطار ضيق جداً من الظروف. |
| Her zaman onun önemli bir şeyin parçası olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لقد عرفت دائماً أنها جزء من مُخطط كبير. |
| Bu işin bir parçası. Ya da onlar öyle sanıyorlar. | Open Subtitles | أنها جزء من الوظيفة أو على الأقل هذا ما يعتقدوه. |
| Yaşamımızın bir parçası; herkesin yaptığı bir şey. Her canlının yaptığı birşey. | TED | أنها جزء من كوننا على قيد الحياة; كلنا نقوم بها. كل المخلوقات تقوم بها. |
| Onlara bu işin, dersin bir parçası olduğunu söyleyeceğiz. | Open Subtitles | اخبرهم أنها جزء من المنهج |
| Onun komplonun bir parçası olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا... لا أعتقد أنها جزء من المؤامرة. |
| Tedavinin bir parçası olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يقول أنها جزء من البرنامج |
| Her şeyin bir oyunun parçası olduğunu düşündü. | Open Subtitles | -لم يصدق. يعتقد أنها جزء من تمثيلية . |
| Bu rüyaların gerçekten benim mi yoksa bütün şehrin de bir yansıması olabileceği; kolektif, devasa bir rüyanın bir parçası mı olduklarını düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | أبدأ أتساءل إن كانت هذه الأحلام حقاً أحلامي أو أنها جزء من حلم كُلي وضخم حيث أن المدينة كاملةً قد تكون الإسقاط |
| Daha büyük bir şeyin sadece bir parçası. Bir sürü insan ölüyor. | Open Subtitles | أنها جزء من شئ كبير جداً والكثير من الناس يموتون |