| Demek istediğim, artık her şey yolundaymış gibi hareket edemeyiz. | Open Subtitles | لا , أعني أنه لا يمكننا أن نتظاهر أن كل شيء بخير بعد الان |
| Yani, eğer depresyon tedavi isteğini engelliyorsa depresyonu tedavi edemeyiz. | Open Subtitles | أقصد أنه لا يمكننا معالجة ضيق النفس اذا كانت ضيقة نفسها تمنعها من طلب العلاج |
| Akşamki zoraki yemeği iptal edemeyiz sanıyorum. | Open Subtitles | أفترض أنه لا يمكننا إيقاف هذا العشاء الشنيع الليلة لا أعتقد هذا. |
| Bu manevra o kadar hızlı gerçekleşecektir ki bu esnada hareketi düzeltmek için konumlandırma geri bildirimini kullanamayız. | TED | ستحدث هذه المناورة بسرعة هائلة لدرجة أنه لا يمكننا استخدام التغذية الرجعية للموقع لتصحيح الحركة أثناء تنفيذها. |
| Ancak mikroRNA'larla ilgili bir sorun var: bunları güvenilir bir şekilde tespit etmek için mevcut DNA-tabanlı teknolojiyi kullanamayız; çünkü mikroRNA'lar, DNA'dan çok daha küçük, çok kısa nükleotit dizileridir. | TED | لكن مشكل الميكرو رنا هو أنه لا يمكننا استخدام التقنية الحالية القائمة على الحمض النووي للكشف عنها بطريقة موثوقة، لأنها سلاسل جد قصيرة من النيوكليوتيدات، أصغر من الحمض النووي. |
| Kurallar böyle, vücudunda yabancı madde varsa hastayı taburcu edemeyiz. | Open Subtitles | القاعده تقول أنه لا يمكننا إخراج أي مريض يوجد بداخلهم جسم غر يب |
| Şu gerçeği kabul etmeliyiz ki gözümüzü kapayıp şu anki gidişatla devam ederek işlerin yoluna gireceğini ümit edemeyiz. | Open Subtitles | علينا تقبّل أنه لا يمكننا أن نستمر بتهوّر في مسارنا الحالي |
| O halde gerçekten birbirimize yardım edemeyiz. | Open Subtitles | أعتقد أنه لا يمكننا تبادل المساعدة |
| Bu yolculuğun nasıl sonlanacağını bilmiyorum, ama en azından bana çok açık görünüyor ki; Fazla kilolu ve diabetik hastaları suçlamaya devam edemeyiz, benim yaptığım gibi. | TED | لا أعلم كيف ستنتهي هذه الرحلة، لكن هناك على الأقل ما اتضح لي وهو : أنه لا يمكننا أن نستمر في إلقاء اللوم على مرضانا الذين يعانون من مرضى السكري ومن زيادة الوزن كما فعلت من قبل . |
| Ama doğru olan şey,herşeyi kontrol edemeyiz Shelby. | Open Subtitles | ولكن الحقيقة أنه لا يمكننا التحكم بكل شيء يا (شيلبي) |
| Sana söylemiştim Charlie, biz canımızı kurtarmak için bile dans edemeyiz. | Open Subtitles | -لقد أخبرتك تشارلي أنه لا يمكننا الرقص |
| Maalesef size yardım edemeyiz. | Open Subtitles | أخشي أنه لا يمكننا مساعدتكِ |
| Görüyorsun, problem şu ki araba kullanamayız çünkü uyuşturulduk. | Open Subtitles | أترى؟ المشكلة هي أنه لا يمكننا القيادة لأي مكان لأننا... منتشيين |
| Henry, Çin malı kullanamayız, biliyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تعرف أنه لا يمكننا استخدام الصينية يا (هنري) |