| Beni ikna edebilmenin tek yolunun bu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنّه يعرف أنّ تلك هي الطريقة الوحيدة لإقناعي. |
| Onları güvende tutmanın tek yolunun bu olduğunu hatırlayarak. | Open Subtitles | أتذكّر أنّ تلك هي الطريقة الوحيدة للحفاظ على سلامتهم. |
| Evet, o risk her zaman var, ama ben hâlâ izlememiz gereken yolun bu olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | -أجل، يوجد ذلك الخطر دوماً ، لكن مازلتُ أعتقد أنّ تلك هي الطريقة |
| - Yani ben amacının bu olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنّ تلك لعبتها على الأقل. |
| Filmde anlatılmak istenenin bu olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أنّ تلك هي حبكة الفيلم |
| Kendi kanı tek yolun bu olduğunu anlamıştı. Neyin tek yolu? | Open Subtitles | -مَن هُما مِن دمائها علما أنّ تلك هي الطّريقة الوحيدة . |
| Önemli olanın bu olduğunu sandım. | Open Subtitles | كما لو أنّ تلك كانت النقطة. |
| Parolanın bu olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | -إننا نعتقد أنّ تلك هي كلمة المُرور . |