| Bu bilginin benim için çok önemli olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | قلت أنّ لديك خبراً ذا أهمّية كبرى بالنسبة لي |
| Biliyor musun yoksa iç güdülerin öyle olduğunu mu söylüyor? | Open Subtitles | أنتِ تعرِفين الأمر، أو أنّ لديك إحدى هذه المشاعِر في القناة الهضمية؟ |
| Paranın sende olduğunu biliyorum. Hepsini de istemiyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّ لديك المال لا أريد حتى كلّ ذلك المال |
| Mezarcı'nın istediğinin, sende olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | -أعرف أنّ لديك ما يريده حفار القبور |
| Mesajında bizim için hayati önem taşıyan bir şeye başkanın antibalistik füze programından bir şeye sahip olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | رسالتك قالت أنّ لديك شيئًا مهمًا لنا شيء من برنامج الرئيس للصواريخ الدفاعية المقذوفة؟ |
| Ancak nezaketin de bir sınırı var. Bizi ilgilendirecek bilgilere sahip olduğunu söyledin. | Open Subtitles | لكن للمجاملة حدودها، الآن ذكرتَ أنّ لديك معلومة تهمّنا؟ |
| - Olmaz dedin diye sapık bir hamile fetişi olduğunu mu bilecektim? | Open Subtitles | إذا كان يفترض بذلك أن يجعلني أعلم أنّ لديك ولع بالحمل غريب الأطوار؟ |
| Şansın olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد أنّ لديك الفرصة لهزيمتي؟ |
| Şimdi umudumuz dediğiniz umudumuz değil bundan başka bir cinayet tanığı olduğunu mu çıkarmalıyız? | Open Subtitles | لقد قلت "أملنا" وليس "كان أملنا" ممّا يجعلني أعتقد أنّ لديك شاهد آخر لجريمة القتل؟ |
| Benimle şansın olduğunu mu düşündün? | Open Subtitles | أنت، ظننتَ أنّ لديك فرصة معي |
| Gerçekten seçme şansın olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتحسبي حقًّا أنّ لديك خيارًا؟ |
| Pete, cevapların sende olduğunu söyledi. - Ben de değil. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} قال (بيت) أنّ لديك إجابات! |
| "Sauniere el yazısı"nın sende olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يقول أنّ لديك مخطوطة "سونيي" |
| Porsche'a sahip olduğunu ve sevgilinin süper model olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | قلت أنّ لديك سيارة "بورش" و خليلتك عارضة أزياء |
| Walter. İlimden çok bilgi toplamaya önem verdik. Ama artık senin ikisine de fazlaca sahip olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | "والتر)، تكثر معارفنا أسرع بكثير من حكمتنا)، "لكنّي أثق الآن أنّ لديك ما يكفي من كليهما" |
| Çok iyi bir hafızan olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنظر، أعرف أنّ لديك صورة فوتوغرافية للمكان بذاكرتك |
| Doakes'un adalete teslimi konusunda bizden daha fazla gerekçen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنّ لديك دافعاً أكبر من البقيّة لترى (دوكس) يقدّم للعدالة |