| Tekrar uyumaya ve rüyaya devam etmeye çalıştım ama olmadı. | Open Subtitles | ظللتُ أحاول أن أنام لأعود لاستكمال الحلم، لكني لم أستطع |
| Bak, anlatmak istediğin ne bilmiyorum ama yarın önemli bir sunumumuz var, ve ben gidip biraz uyumalıyım. | Open Subtitles | انظر ، أنا لا أعلم ماهو الشيء الذي تريد أن تخبرني به ولكن لدينا عرض تقديمي ضخم غدا لذا سأحاول أن أنام قليلا |
| Hayır. Ben uyumak istiyorum, fakat yatamıyorum çünkü penceremin dışında bir kuş var. | Open Subtitles | أنا أريد أن أنام و لكني لا استطيع لأن هناك طير خارج نافذتي |
| Etrafta dolanıp duran iki Twinkie hırsızı varken nasıl uyuyabilirim? | Open Subtitles | كيف لي أن أنام و هناك لصين صغيرين يتسللان في الغرفة |
| Ve sarılarak uyumayı tercih ediyorum. | TED | وعندما أنام، أفضلُ حقًا أن أنام في وضعية المعانقة. |
| Ona dokunamam. O, evde dururken uyuyamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن ألمسه لا أستطيع أن أنام و هو فى الشقة |
| Yarın ki pratikten önce iyi bir uyku çekmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول أن أنام جيداً قبل تدريب الغد |
| Pekala, adım Rip Van Adder olana kadar uyumaya niyetli olduğum yatağıma gidiyorum. | Open Subtitles | حسناً, سأذهب للسرير حيث أنوي أن أنام حتى يتغير اسمي إلى ريب فان آدر. |
| Üç gündür uyumuyorum. İşte uyumaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أوه، أنا لم أنم منذ 3 أيام كما تعلم فأنا أحاول أن أنام في العمل |
| Ne zaman uyumaya çalışsam o gözler bana bakmaya başlıyor. | Open Subtitles | كلما أحاول أن أنام أجد تلك العينان تحدقان بــــي |
| Bu konuşma için teşekkürler, fakat uyumalıyım, köpekleri gezdirmeliyim. | Open Subtitles | شكرا لك على إهتمامك بهذا ولكن يجب أن أنام |
| Biliyor musun? Bu konuşma için teşekkürler. Fakat uyumalıyım. | Open Subtitles | شكرا لك على إهتمامك بهذا ولكن يجب أن أنام |
| Artı etrafta çok dolanıyorsun. Uykumu kaçırıyorsun. Artık yalnız uyumak istiyorum. | Open Subtitles | وأنت تتحرك كثيراً منذ الآن أريد أن أنام وحدي |
| Koltuğumda uyumak istersen, istediğin zaman gelebilirsin. Bana yakışıyormuydu bilmem ama, o kılığın içinde boğuluyordum. | Open Subtitles | كلما أريد أن أنام على فراشي، وكنت موضع ترحيب. |
| Etrafta dolanıp duran iki Twinkie hırsızı varken nasıl uyuyabilirim? | Open Subtitles | كيف لي أن أنام و هناك لصين صغيرين يتسللان في الغرفة |
| Uzun zamandır... onunla ve çılgın 2 arkadaşıyla uyuyabilirim dediğimi biliyorum. | Open Subtitles | قال بأنّني يمكن أن أنام معها وصديقاتها المجنونات. |
| Oh, seninle uyumayı seviyorum, demek istediğim gerçekten uyumayı ve sabahleyin yanında uyanmayı. | Open Subtitles | أحب أن أنام معك , بصدق أحب أن أنام و أستيقظ و أنا بجانبك |
| Göründüğün kadar sakin olamıyorsun. Ah, bu akşam uyuyamam. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تكوني هادئة يا إلينور لن أستطيع أن أنام هذه الليلة |
| Yarınki antrenmandan önce iyi bir uyku çekmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول أن أنام جيداً قبل التدريب غداً |
| Bir kılavuzum olmayacaksa, bu akşam burada uyumam gerekecek. | Open Subtitles | سيد هيثكلف ، هذا لن يحدث إذ لم تكن دليلي وتأخذني إلي المزرعة أخشى أنه يجب أن أنام هنا هذه الليله |
| - Saat 10'da. - Çünkü saat 11'de yatmalıyım. | Open Subtitles | ــ الساعة العاشرة ــ يجب أن أنام في الحادية عشر حيث تطفأ الأضواء |
| Her yerde uyuyabildiğim olmuştu kanepelerde, zeminde, tanık kutularında, polis arabalarında, nezarethanelerde. | Open Subtitles | أقصد، كان هناك وقت كنت أستطيع فيه أن أنام في أي مكان الأرائك،الأرضيات،منصة الشهود سيارات الشرطة،زنزانة السجن |
| Gözetim altındayken uyuyamadım. | Open Subtitles | عندما كنت تحت رهن الأعتقال لم أقدر أن أنام |
| Senin aklına gelmedi diye ben bira gölü ortasında uyuyacağım. | Open Subtitles | لم يخطر ذلك ببالك لذا عليّ أن أنام في بركة من البيرة |
| Eğer ben böyle derin uyuyabilseydim cennette olabilirdim. | Open Subtitles | لو استطعت أن أنام بهذا العمق، أكون قد دخلت الجنة |
| İki ya da üç saat uyuyabiliyorum, o da şansım varsa. | Open Subtitles | يمكنني أن أنام ساعتان وربما ثلاث ساعات ،لو كنت محظوظة |
| Baba, korkuyorum. Sizinle uyuyabilir miyim? | Open Subtitles | أبي أنا خائف هل ليّ أن أنام مع معكَ ومع أمّي؟ |