| Az önce konuştuğumuz gibi olmayacağından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، أنا فقط أريد أن اتأكد من أنّها لن تكون بتلك الطريقة التي ناقشناها سابقاً ؟ |
| Sana açıklamadan önce aramızın hâlâ iyi olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | قبل أن أخبرك , أريد أن اتأكد بأننا مازلنا أصدقاء |
| Sadece iyi olduğundan emin olmak istedim ki öylesin, o zaman ben gideyim. | Open Subtitles | أنا فقط أردت أن اتأكد انك بخير, وكما يبدوا انك كذلك |
| Takım kaptanınız olarak büyük kamp yarışmasına hazır olduğumuzdan emin olmalıyım. | Open Subtitles | ككابتن للفرق أريد أن اتأكد أننا جاهزون لمسابقة المخيم الكبري |
| Herkesin maymun kostümü giydiğinden emin olmalıyım. | Open Subtitles | أنا يجب أن اتأكد من رفقاء العريس وبدل القرود الخاصه بهم |
| Tommy kendine araba buldu mu diye bakmalıyım zaten. Çipte buluşalım mı? | Open Subtitles | علي أن اتأكد أن تومي سيصل للبيت أقابلك في الشاحنة |
| Bu sabah duyduklarını kimseye anlatmayacağından emin olmam gerek. | Open Subtitles | أريد أن اتأكد من إنكِ لن تخبرى أى أحد بما سمعتيه |
| Bu anlamsız sağlık kampanyasının işimin tek sevdiğim yanını etkilemeyeceğinden emin olmak istemiştim. | Open Subtitles | أريد أن اتأكد أن هذه الحملة الصليبية الصحية لن تؤثر على الجزء الوحيد الذي أحبه في هذه الوظيفة |
| Her gece buraya 17.505 kişi geliyor, ve benim görevim de onların iyi vakit geçirdiğinden emin olmak. | Open Subtitles | يأتي الى هنا كل ليلة 17.505 شخص ووظيفتي أن اتأكد ان يقضوا وقت جيد |
| Ben sadece elimden gelen her şeyi yaptığıma emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | انا فقط أريد أن اتأكد انني جربت كل ما بوسعي |
| emin olmak için her yeri kapattım. | Open Subtitles | لن أقول لكم من أيضاً يمكنهُ الأقتحام يجب أن اتأكد بأن أشيائي مغطاة |
| Bu kaltağı sonsuza kadar hapse atacak yeterli kanıtımız olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن اتأكد ان لدينا ما يكفي لسجن تلك العاهرة للأبد |
| Bahsetmediğimi biliyorum ama kendisi çok özel biri. Hislerimden emin olmak istedim. | Open Subtitles | أجل، أعي ذلك لكنها مهمة بالنسبة لي وأردت أن اتأكد من مشاعري تجاههــا. |
| Young'un yanında olunca mutlu mu olduğunu bilmek istiyorum. Sadece emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أم هو سعيد لانه سيبقى بجانب يونغي أكثر، أريد أن اتأكد فحسب |
| Tanrım. sana halinle bakamıyorum bile kendi gözlerimle görmek istedim emin olmak istedim | Open Subtitles | يا إلهي، لا أستطيع أن أنظر إليك هكذا لقد أحتجت أن أرى بنفسي لقد أردت أن اتأكد |
| Ama bunu düşünebilmem için bu kapıdan çıktıktan sonra, limana gideceğine bir feribota binip Belfast'a gideceğinden emin olmalıyım. | Open Subtitles | ولكن بالنسبة لي حتى مجرد النظر فيك يجب أن اتأكد منك بعد خروجك من هنا يجب أن تذهب إلى الميناء |
| Silahınız olmadığından emin olmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن اتأكد انه ليس لديك اي اسلحة |
| Topukluyla yürüyebileceğinden emin olmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن اتأكد 100% أن بمقدوركِ السير في الكعب |
| Senin olduğundan emin olmalıyım. | Open Subtitles | أريد أن اتأكد أنه أنت |
| Tommy kendine araba buldu mu diye bakmalıyım zaten. Çipte buluşalım mı? | Open Subtitles | علي أن اتأكد أن تومي سيصل للبيت أقابلك في الشاحنة |
| Durumumuzun ciddiyetini anladığından emin olmam gerekiyordu. | Open Subtitles | ولكني أريد أن اتأكد بأنك ستفهم الموضوع كاملة موقفنا |