| Hem de, Leydi Rochford'un yapmam için teşvik etmesine rağmen. | Open Subtitles | على الرغم من أن السيدة روتشفورد شجعتني على القيام بذلك |
| Neden bilmem, Leydi Jane Grey'in 15 yaşındayken İngiltere kraliçesi olduğu aklıma geliyor. | TED | لسبب ما استمر بتذكر أن السيدة جان جراى كانت ملكة إنجلترا عندما كانت بعمر 15 فقط. |
| Mrs Collins, size dün Lady Metcalf'ın bana Miss Pope'yi ona gönderdiğim için teşekkür ettiğini anlattım mı? | Open Subtitles | سيدة كولينز هل أخبرتك أن السيدة ميتكاليف أرسلت الى بالأمس |
| Mr Collins geldiğinde Lady Catherine, çok şey yapmış bu eve. | Open Subtitles | أعتقد أن السيدة كاثرين قامت بترتيبه عند وصول السيد كولينز |
| bayan Constance Riley'in sanıkların arabasını teşhis ettiği kayda geçilsin. | Open Subtitles | فلتسجل المحكمة أن السيدة كونستانس رايلي تعرفت على سيارة المتهمين |
| Eğer hanımefendi o kararı almasa, Johnny Beni kandırmış olacaktı . | Open Subtitles | لو أن السيدة لم تتخذ هذا القرار لكنت قد خدعت فيه |
| anlaşılan bu sabah bayanın morali bozuk geç. kaldın, her şey yolunda mı ? | Open Subtitles | يبدو أن السيدة ليست بمزاج جيد هذا الصباح حتى أنك تأخرت بالوصول ، هل كل شيء على ما يرام ؟ |
| Leydi Boynton merdivenden nasıl çıktı onu düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أتسائل فقط كيف أن السيدة بوينتون أدارت التفاوض بشأن قضية السلم إنها امراة جميلة مدوخة. |
| Umarım Leydi Mary, geçen seferkinden daha sıcakkanlı olur. | Open Subtitles | آمل أن السيدة ماري ستكون أكثر لطافة من ذي قبل |
| Bağışlayın, ama Leydi Anne, kendisine gösterilen tüm saygıyı hak ediyor. | Open Subtitles | اعذريني لكن من المؤكد أن السيدة آن تستحق كل الاحترام؟ |
| İnanmayacaksın ama sağlam bir kaynaktan aldığım bilgiye göre Leydi... | Open Subtitles | أنت لن تصدق ذلك لكن يمكنني التأكيد بكل سلطتي أن السيدة |
| Keşke Leydi Mary sarayda yaşıyor olsaydı. | Open Subtitles | يؤسفني أن السيدة ماري غادرت القلعة |
| Leydi Rose, Lord Hazretlerinin telsiz radyo almasını mı istiyor? | Open Subtitles | هل صحيح أن السيدة (روز) تُريد من سيادته شراء لاسلكي؟ |
| Amerika'nın First Lady'si bu duruma el atsa sana çok faydası olur değil mi? | Open Subtitles | وسيكون مفيداً جداً لك لو أن السيدة الأولى أخذت موقفاً من الموضوع، أليس كذلك؟ |
| Batı kanadındaki güvenlik kayıtları Ms. Locke ve Başkanın bu durumunun First Lady'nin şehir dışında olduğu.. | Open Subtitles | سجلات الأمن تؤكد تقارير أن السيدة لوك والرئيس و الموظفين فقط كانوا يعملون في الجناح الغربي |
| Çoktan bir teklif yapıldı. Sanırım yukarıdaki bayan da yapacak. | Open Subtitles | تلقينا عرضاً بالفعل أعتقد أن السيدة بالاعلى ستقدم عرضاً آخر |
| Eminim bayan Florrick "dolap" kelimesinin ne anlama geldiğini biliyordur. | Open Subtitles | أنا متأكد أن السيدة فلوريك تعرف ما معنى كلمة مكيدة |
| Ama ayrıca benim de bayan Underwood için bunu söyleme hakkım var çünkü savaştan kaçmaktan daha büyük bir rezillik yoktur. | Open Subtitles | لكن أنا أيضاً أملك الحق بالقول أن السيدة آندروود مُشينة أيضاً، لأنه لا يوجد شيء مُشين أكثر من الهرب من معركة. |
| Sana kaç defa söyledim, bir hanımefendi insan içerisinde kuş kadar yemesinden anlaşılır. | Open Subtitles | وطالما أخبرتك أن السيدة المهذبة تُعرف من طريقة تناولها الطعام أمام الناس |
| Olanaksız, çünkü o bana her şeyi öğreten hanımefendi idi. | Open Subtitles | ليس تماماً بما أن السيدة علمتي كل ما أعرف |
| Görünüşe göre hanımefendi muhteşem bir gece geçirmiş. | Open Subtitles | أفهم من هذا أن السيدة قد قضت أمسية رائعة. |
| Tehlikenin ciddiyetini ancak ... bana bu sihri öğreten bayanın, sihri yaparken öldüğünü söylersem anlayabilirsiniz. | Open Subtitles | فعندما أخبركم أن السيدة التي علمتني هذه الخدعة ماتت في تنفيذها ستعون الخطورة الجسيمة في تنفيذها |
| Sir Benjamin, bir bayanın ata binmesine asla izin verilmemeli! Bu tıbbi bir gerçek. | Open Subtitles | سيدي، في الحقيقة أن السيدة غير مسموح لها أبداً في ركوب الخيل |