| Ama Ryan ve benim tüm ilişkimiz bittiği halde ciddi bir şekilde ilişki içindeymiş ve nişanlıymış gibi davranmamızı bekleyemezsin. | Open Subtitles | ولكن لا يمكنك أن تتوقعي أنا ورايان أن ندعي بأننا مازلنا مخطوبين حين أن علاقتنا بالكامل |
| Yerine bir şey vermeden onun hayatını kurtarmayı bekleyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتوقعي إنقاذ حياته بدون إعطاءشيءآخرليحلمكانها. |
| Her haftasonu pijama partine gitmesini bekleyemezsin ki. | Open Subtitles | لاتستطيعي أن تتوقعي منها أن تذهب لحفل مبيت كل عطلة نهاية اسبوع. |
| Tümüyle yabancı kişilerin senin nasıl biri olduğunu bilmelerini bekleyemezsin. | Open Subtitles | لايمكنك أن تتوقعي من مجموعة غرباء أن تعرف حقيقتك |
| Bir gecede uzman olmayı bekleyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتوقعي أن تكوني خبيرة بين ليلة وضحاها |
| Bizden kaba olmamızı bekleyemezsin. Adamın tek suçu seni sevmek. | Open Subtitles | حسناً، لا يمكن أن تتوقعي منا أن نتصرف بوقاحة، جريمته الوحيدة أنه يحبكِ |
| Bunun aslında mümkün bile olmadığını biliyoruz ama yine de buraya ilk taşındığında ödediğin miktarın aynısını ödemeyi bekleyemezsin. | Open Subtitles | نحن نعرف أن ذلك غير ممكن ولكن حالياً، لا يمكن أن تتوقعي دفع نفس المبلغ الذي كنتِ تدفعينه عندما جئتِ إلى هنا. |
| İlk denemede mükemmel olmasını bekleyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتوقعي أن تكون مثالية في المحاولة الأولى |
| Özürlü biri olarak boynuna sarılmasını bekleyemezsin canım. | Open Subtitles | لا يمكنكِ أن تتوقعي أنها ستأخذكِ بالأحضان... فهي امرأة مريضة |
| Bize vermesini bekleyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتوقعي أن يعطيهم لنا. |
| Anlamasını bekleyemezsin ki. | Open Subtitles | حسنٌ، لا يُمكنكِ أن تتوقعي أن يفعل. |
| Bu olmamış gibi davranmamızı bekleyemezsin. | Open Subtitles | {\pos(192,210)}لا يمكنكِ أن تتوقعي منّا أن نتظاهر بأن ذلك لم يحدث |