| Ama bu olmuyormuş gibi yapmak daha kötü olmasını sağlar. | Open Subtitles | التظاهر أنه لا يحدث، من شأنها أن تجعل الأمور أسوأ. |
| Bütün herşeyi senin olmasını istediğin şekle sokmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تحاول أن تجعل كل شيء يتحوّل بالطريقة التي تريدها |
| Doğum gününde perişan etmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | أتريد أن تجعل رجلاً بائساً في عيد ميلاده الستّين؟ |
| Kendini, düşmana karşı görünmez yapmak temel bir taktiktir, Tom. | Open Subtitles | أن تجعل نفسك مخفياً للعدو إنها تقنية سهلة يا توم |
| Birisi o enkazda bir gömü varmış gibi göstermeye çalışıyormuş. | Open Subtitles | شخص ما تحاول أن تجعل تبدو وكأنها كنز على ذلك القارب. |
| O zaman kendininkini iptal et. Başka bir hafta sonu yine yapabilirsin. | Open Subtitles | ألغي حفلتك فحسب بإمكانك أن تجعل عيد ميلادك في نهاية أي إسبوع |
| Belki insanların seni görmesine izin vermelisin. | Open Subtitles | وربما ينبغي عليك أن تجعل الناس يرونك أليس كذلك ؟ |
| Herhangi bir şeyi nasıl daha iyi gösterebildiğimi görüyor musun? | Open Subtitles | ترى كيف ل يمكن أن تجعل أي شيء تبدو أفضل؟ |
| Küçük folyo şapkalar ve sutyenler Durumu nasıl daha güvenli hale getirecek? | Open Subtitles | كيف يمكن لحمّالات الصدر و قبعات القصدير أن تجعل الّلعب آمناً ؟ |
| Kariyer planın senin gibi jüri üyeleri olmasını da içeriyor mu? | Open Subtitles | هل تتضمن خطط عملك أن تجعل المحلفين مخبولين مثلك ؟ |
| Ayrıca işimin hep zorlayan bir tarafı olmasını garantiliyorsun. | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك، كنتَ دوماً تتأكّد أن تجعل عملي عبارة عن تحدّي |
| Üzgünüm tatlım, ama birinin sana aşık olmasını sağlayamazsın. | Open Subtitles | حسناً , أنا آسفة يا حبيبي , لكن لايمكنك أن تجعل شخص ما يقع في حُبك |
| Alex'i ileri düzey program için tavsiye etmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | بأنها تريد أن تجعل من ألكس يتقدم في البرنامج |
| yapmak istediğin bu mu, insanları mutlu etmek mi? | Open Subtitles | هل هذا ما تريد فعله أن تجعل الناس سعداء؟ |
| Peki Vic, eğer ablamı gerçekten mutlu etmek istiyorsan ona bir tarantula alırsın. | Open Subtitles | حسنا "فيك" أن كنت تريد حقاً أن تجعل شقيقتي سعيدة اشتري لها رتيلاء |
| Bunu yapmak isteyen tek kişi sensin. | Open Subtitles | .أنت الذي تريد أن تجعل منه هباءً منثوراً لماذا؟ من أجل السياسة؟ |
| Büyük kelimeler kullanıp, kendini önemli gibi göstermeye çalışan sendin. | Open Subtitles | أنتتستعملكلماتكبيرة، تحاول أن تجعل نفسك تبدو مهماً. |
| Suçlu bir adamı suçlu göstermeye çalışmak, çok kolay olmalı. | Open Subtitles | تحاول أن تجعل من نظرة الرجل مذنب مذنب. ينبغي أن يكون ذلك سهلا. |
| Küçük güzel Polonya'ya gelince... orada bir şeyler yapabilirsin, fakat burada on kat fazlasını yapacaksın. | Open Subtitles | اما بالنسبة لبولندا ما هو جيد قليلا هل يمكن أن تجعل هناك، هل يمكن أن تشكل هنا عشرة أضعاف على علم الأرض الخاصة بك. |
| Uçan bir erkek peruğu yapabilirsin. | Open Subtitles | أنت يمكن أن تجعل أي شعر مستعار الذي ذباب. |
| Akıntıya karşı durmamalısın, vücudunun onunla akmasına izin vermelisin. | Open Subtitles | بدون أن تواجه جريان الماء, و أن تجعل جسمك ينساب معه. |
| Ama kendi hatalarımı yapmama izin vermelisin. | Open Subtitles | ولكن كنت فلدي اسمحوا لي أن تجعل من لوحدي. |
| Hart-MercerFarmasötik kendini dünyayı daha mutlu, daha sağlıklı yapmaya adadı. | Open Subtitles | صيدلية هارت ميرسر قررت أن تجعل العالم أكثر صحة وسعادة |
| Böyle anları hatırlamak Durumu daha zorlaştırabilir çünkü bir daha öyle mutlu olamayacağını hissediyorsundur. | Open Subtitles | إن لحظات التذكر مثل هذه يمكن أن تجعل الوضع القاسي أسوء إذا فكرتي أنكِ لن تكوني بتلك السعادة مُجدداً |