"أن تخبره" - Traduction Arabe en Turc

• söylemelisin
• söylemeni istiyorum
• söyle ona
• söylemen gerekiyor

Belkide ona, seni duyabilmesi için, ne hissettiğini birden fazla kez söylemelisin
ربما عليك أن تخبره بمشاعرك أكثر من مرة كي يسمعك حقاً أتفهم؟

Onunla bu kadar yakından oynamayı bırakmasını söylemelisin. O bundan hoşlanmaz.
عليك أن تخبره أن يتوقف عن اللعب قريباً إنها لا تطيقه حتى

Bir daha aradığında, senin telefona çıkmanı ve polise haber vereceğini söylemeni istiyorum.
في المرة القادمة أريد منك أن تخبره بأنك ستبلغ الشرطة

Harvard'a gitmeyi oraya tercih ettiğini söylemeni istiyorum.
أريدك أن تخبره أنك تتمني لو كنت ذهبت إلي هناك بدلا من هارفارد

Ve ona şunu söyle, ona mecbur olduğum için varacak değilim.
وأريد أن تخبره بأنني لست الإنسان الفقير التيتذهبإليهبقميصهافقط.

Ona farklı bir şekilde söylemen gerekiyor herhalde.
هل بالإمكان أن تخبره شيء آخر؟

Yeğeninle ilgili olarak, bence senin de ona ihtiyacın olduğunu söylemelisin.
و بخصوص ابن أخيك ، ربما يجب أن تخبره أنك تحتاجه أيضاً

Bence gidip onu tutukladığın için pişman olmadığını söylemelisin.
أظن أن عليك أن تخبره أنك غير نادم على القبض عليه

Hemen, şimdi. Bruce'ye hemen söylemelisin. Bu filmi kaybedemem Dick.
الآن ، يجب عليك أن تخبره الآن لأني لن أخاطر بإيقاف الفلم

Şampiyona söylemelisin.
حسنا, لكن أنا لست الشخص الذي يجب أن تخبره. عليك أن تخبر البطل.

Bir çalışan yaralanmışsa ona dinlenmesini söylemelisin.
عندما يتأذى موظف, يجب أن تخبره بالذهاب للراحة

- Bunu ona sen söylemelisin. - Bulup söylerim. Kokuyu aldın mı?
يجب أن تخبره بنفسك سأعثر عليه وأخبره هل تشّم ذلك ؟

Ona şimdi söylemelisin ki başka bir ayarlama yapabilsin.
عليك أن تخبره الآن ليتمكن من أجراء ترتيبات أخرى

Gerçekten ne olduğunu ona söylemelisin.
يجب أن تخبره عن حقيقة ذلك الشيء

- Ona hemen söylemelisin. David, ona söylemelisin! David, söyle ona!
دافيد عليك أن تخبره دافيد أخبره

Senden, çocuğu olan bir kızla çıkmanın kötü bir fikir olduğunu söylemeni istiyorum.
أريدك أن تخبره بأن مواعدة فتاة لديها طفل أمر غير صائب

Para istemiyorum, ona gerçeği söylemeni istiyorum.
لا أريد المال بل أريدك أن تخبره الحقيقة

Ve ona kendisini çok ama çok sevdiğimi söylemeni istiyorum.
وأريدك أن تخبره أني أحبه، كثيرًا جدًا

Oğlunun dün gömüldüğünü söyle ona, çocuğun annesi de törendeymiş.
تستـطيع أن تخبره, بأن إبنه قد دُفـن البارحه وأن والـدة الصبي كـانت في الجنـازه.

Bana istediklerimi vermezse kırbaçla yapmaktan hoşlandığını herkese anlatacağımı söyle ona.
و يمكنك أن تخبره إن لم يعطني ما أريد سأخبر الناس جميعاً ما كان يحب أن يفعل بالسوط.

Daha önce söylemen gerekiyor.
كلاّ، يجب أن تخبره قبل ذلكَ.

Ed ona söylemen gerekiyor.
إد، يجب أن تخبره.