| - Bir de benim için yapabileceğin bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء ما يمكنك أن تفعليه لي , رغم ذلك |
| Tatlım... bu öylece yapabileceğin bir şey değil. | Open Subtitles | حسنا,عزيزتي, هذا ليس شيئا تستطعين أن تفعليه بهذه البساطة |
| Senden bir şey yapmanı istiyorum ve bunu yapman gerekiyor. | Open Subtitles | كنت سأطلب منك أن تفعلي شيئاً ..وأريدك فقط أن تفعليه |
| Korkuna bir son vermek için ne yapmalısın? | Open Subtitles | ما الذي يجب أن تفعليه لكي تتوقفي عن الشعور بالخوف؟ |
| Ama sadece bana ne yapmaman gerektiğini söylüyordum. | Open Subtitles | أنا فقط كنت أخبرك ما لا عليك أن تفعليه معي فحسب لماذا غادر؟ |
| Daha fazla dayanamam. Ne yapacağını biliyorsun. | Open Subtitles | استطيع فقط الصمود لمدة قصيرة أنت تعلمي ما يجب أن تفعليه |
| Ama biliyor musunuz, ben yokken yapabileceğiniz bir şey var. | Open Subtitles | أتعرفين ماذا؟ .رغم ذلك هناك أمر واحد يمكنك أن تفعليه لي وأنا بالخارج |
| Bak, bütün bunların sorumlusu o olsa bile yapabileceğin herhangi bir şey yok. | Open Subtitles | انظري حتى لوكان هو المسؤول لا يوجد أي شيء يمكن أن تفعليه |
| Köpeğini kaybettiğinde yapabileceğin en iyi şey yeni bir köpek almaktır. | Open Subtitles | عندما تفقدين كلبك أفضل ما يمكنك أن تفعليه هو أن تستبدليه بكلب جديد |
| Onlar için yapabileceğin en iyi şey bu, emri ver. | Open Subtitles | هذا أفضل ما يمكن أن تفعليه من أجلهم اذا أصدري الأمر |
| Kendine bu kadar yüklenme, Anna. yapabileceğin bir şey yoktu. | Open Subtitles | وأنتِ أيضاً قاسيتِ على نفسكِ يا آنا فلم يكن هناك شيئاً بوسعكِ أن تفعليه |
| Sana güvenen insanlar için yapabileceğin en iyi şey ne biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين ما أفضل شيئ يمكن أن تفعليه لأولئك الذين يعتمدون عليك؟ |
| Bir daha ne yapman gerektiğini söylediğimde korkmana engel olur. Teğmen, düğmeni ilikle. | Open Subtitles | سيمنعكِ أن تصبحى خائفة فى المرة القادمة , وسيخبرك بما يجب أن تفعليه |
| Senden bir şey yapmanı istiyorum ve bunu yapman gerekiyor. | Open Subtitles | كنت سأطلب منك أن تفعلي شيئاً ..وأريدك فقط أن تفعليه |
| O yüzden ne yapman gerekiyorsa 20 saniye içinde yapman gerekiyor. | Open Subtitles | فأيا كان ما تريدين فعله ينبغي أن تفعليه في 20 ثانية |
| Ama bir tek şeyi yapmanı istemiyorum o da kendini suçlaman. | Open Subtitles | لكن الشيء الوحيد الذي لا أريدكِ أن تفعليه هو لوم نفسكِ. |
| Bu düğün için yapmanı istediğim bir şey daha var. | Open Subtitles | هناك شئ واحد أريدك أن تفعليه في حفل الزفاف |
| Senin su ihtiyacını gidermesine gideririz de sen de bizim için bir şeyler yapmalısın. | Open Subtitles | بعد أن نروي عطشك هناك شيء يجب أن تفعليه من أجلنا |
| O yüzden sen yapmalısın. | Open Subtitles | ولهذا عليك أنتِ أن تفعليه. |
| Yine de... beni kaldırdı, belki sen de Andy için aynısını yapmalısın. | Open Subtitles | مازلت ... لقد قام بتوصيلى وربما يكون هذا ما يجب أن تفعليه (مع (أندى |
| Sana ne yapıp ne yapmaman gerektiğini söylememeliydim. | Open Subtitles | ليس من واجبي أن أخبركِ بما يجب أن تفعليه |
| Bak, sana ne yapacağını söylemeye çalışmıyorum. | Open Subtitles | اسمعي، إنني لا أحاول أن أخبركِ بما يجب أن تفعليه |
| Piper, orada yapabileceğiniz bir şey, var ve sen bunu biliyorsun. | Open Subtitles | بايبر ، هناك شيء واحد يمكنك أن تفعليه و أنت تعلمين هذا |