| Ve korkarım ki, onu dostumuz Ngawang Jigme yayımladı. | Open Subtitles | و أنا خائف من أن صديقنا ناجوانج جيمى أصدره. |
| Eğer geçmiş soysuz dostumuz Fry'ın kendi büyükbabası olmasını yadırgamıyorsa, biz kimiz ki yargılayacağız? | Open Subtitles | إذا كان التاريخ لا يهتم أن صديقنا المنحط فراي هو جد نفسه إذاً من نحن حتى نحكم عليه ؟ |
| Seslerden anladığım kadarıyla dostumuz hala bizimle. | Open Subtitles | سأفهم من أصوات الطنين هذه أن صديقنا ما زال حياً |
| Anlaşılan sürüngen arkadaşımız... sıcak ve rahat bir spot ışığı bulmuş. | Open Subtitles | يبدو أن صديقنا الحرشفي قد وجد بقعة دافئة و حنينة للإختباء |
| arkadaşımızın da aynı şeyleri kullandığına emin olabilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك التأكد، من أن صديقنا يتبع نفس نوعية ذلك |
| Görünüşe göre dostumuz Ray epey değerli bir adamı tanıyor. | Open Subtitles | يبدو أن صديقنا الجديد, راي يعرف كل رجل مهم |
| Haklı olduğunu, çantanın elbise dolu olmadığını farz edersek... bence dostumuz para aklıyor. | Open Subtitles | بافتراض أنكِ محقة بشأن الحقيبة وأنها ليست مليئة بالملابس, فأعتقد أن صديقنا يقوم بغسيل الأموال |
| Görünüşe göre buradaki küçük dostumuz pazardaki sesleri ve gürültüleri hatırlıyor. | Open Subtitles | يبدو أن صديقنا الصغير هنا يتذكر أصوات السوق |
| Kaptan, korkarım ki dostumuz şu an tüm avantaja sahip durumda. | Open Subtitles | أخشى أيها القبطان أن صديقنا هناك لديه كل النفوذ المطلوب في هذا الموقف |
| Bence dostumuz Patrick çok içkiyi biraz olmuştur. | Open Subtitles | أعتقد أن صديقنا باتريك هنا قد شرب أكثر من اللازم |
| Anladığım kadarıyla yufka yürekli dostumuz teklifimi reddetmiş. | Open Subtitles | إذن، أفهم من هذا أن صديقنا رقيق القلب رفض عرضي. |
| dostumuz eski çalışanlarımdan biri için çalışıyormuş. | Open Subtitles | تبين أن صديقنا هنا يعمل لصالح زميل سابق لي |
| - dostumuz yetersiz motive olmuş. | Open Subtitles | - يبدو أن صديقنا لم يكن لديه الدافع الكافى |
| Bence dostumuz bize bir şeyler söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن صديقنا يحاول أن يخبرنا بشىء ما |
| Bence dostumuz Duddits bu gezegenden değil. | Open Subtitles | أعتقد أن صديقنا دادز ليس من هذا الكوكب |
| Sesi yükselttim. Anlaşılan dostumuz Bay Sark birine telefon etmiş. | Open Subtitles | (هذا يعني أن صديقنا السيّد (سارك قد أجرى مكالمة هاتفية |
| Ve şuna bak. dostumuz Avi bikini bölgesine ağda yaptırmış sanki. | Open Subtitles | يبدوا أن صديقنا قام بحلاقة لثياب البحر |
| arkadaşımız buraya kendi kendine gelmemiş diyebiliriz. | Open Subtitles | يبدو واضحا أن صديقنا هنا لم يمشـي الى الاريكة |
| arkadaşımız Harold dün akşam püre yarışmasında şerifin kızına asılmış. | Open Subtitles | حسنا, تبين أن صديقنا هارولد قام بلمس ابنة الشريف ليلة البارحة في حفلة تعارف البطاطا |
| Görünüşe göre elektrikli arkadaşımız kısa devre yapmış. | Open Subtitles | يبدو أن صديقنا الكهربائي مصاب بقصر في دائرته |
| Sana sadece ikimizin de sevdiği arkadaşımızın iyi olup olmayacağını soruyorum. | Open Subtitles | إنما أسألك إن ما كنت تعتقد أن صديقنا الذي يحبه كلانا.. بخير؟ |