| Diğer öğrenciler, Kyle'ın ilk yumruğu attığı üzerine ısrar ediyor. | Open Subtitles | يصر الطالب الآخر أن كايل رمى اللكمة الأولى |
| Kyle'ın anıları olmamasına ne kadar alışmıştım. | Open Subtitles | لقد بدأتُ اعتاد أن كايل ليس لديهِ ذكريات |
| Kyle'ın Danny'nin odasında yattığını ya da altını ıslattığını biliyor muydun? | Open Subtitles | هل كنت تعرف ان كايل يحب ان ينام في غرفة داني او أن كايل كان يبلل سريره؟ |
| Bay Hooper, tek gördüğümüz şey Kyle'ın çocuğu tuttuğuydu. | Open Subtitles | سيد "هوبر" كل ما رأيناه أن كايل كان يمسك الولد |
| Tamam, Kyle'ın iyi olması güzel ama bu, uzaylılarca kaçırılma teorimi tamamen suya düşürüyor. | Open Subtitles | نعم _ من الجيد أن كايل بخير لاكنه حطم نظريتي بخطفه من المخلوقات الفضائية |
| Kyle'ın şahsınıza ve Bayan Crowder'a yönelttiği ilk tehdit bu konuşmada mı oldu? | Open Subtitles | حسناَ فقد كان خلال الحوار أن " كايل " أدلى بأولى تهديداته ضدك سيد " كراودر " ؟ |
| Kyle'ın masum olduğundan nasıl bu kadar eminsin? | Open Subtitles | كيف بحق الجحيم تعرفين أن كايل بريء؟ |
| Kyle'ın, bir cinayetle ilişkili olabileceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن كايل على صله بجريمه |
| Kyle'ın, bir cinayetle ilişkili olabileceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | يبدو كذلك ، أعتقد أن (كايل) مرتبط بجريمة قتل |
| Dedektif, Kyle'ın ilk defa orda görüldüğünü biliyorum ama bu... birkaç hafta önceydi. | Open Subtitles | أيها المحقق ، أعرف أن (كايل) قد شوهد هناك لكن ذلك كان بضعة قبل أسابيع. |
| Ama Kyle'ın bizden ayrılabileceği düşüncesine alışmaya başlamalıyız. | Open Subtitles | أن كايل سوف يتركنا |
| Kyle'ın Cassidy ile olması hiç hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | لا يعجبني أن (كايل) لا يزال هناك مع (كاسيدي) |
| Yükselmiş prolaktin seviyeleri, Kyle'ın son birkaç saatte nöbet geçirdğini gösterirdi ama yükselmemiş. | Open Subtitles | إن إرتفاع مستوى (البرولاكتين) يعني أن (كايل) كان في نوبة صرع.. خلال الساعتين الماضتين، ولكنه ليس مرتفعاً. |
| Margaret, Kyle'ın St. George'a derslerinde başarısız olduğu için geldiğini söylemişti. | Open Subtitles | إذاً قالت (مارجريت) أن (كايل) أتى .للأكادمية لأنه كان يرسب في المدرسة |
| Kyle'ın hatırlayacağını biliyordu ve hiç önemsemedi. | Open Subtitles | علمت أن كايل سيتذكر ولم تهتم |
| Kyle'ın sana kendisini kanıtlamadığını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تظن أن (كايل) لم يكن يحاول إثبات نفسه لك؟ |
| Sonra Kyle'ın vurulduğunu gördüm. | Open Subtitles | الشيء التالي الذي اعرفه هو أن (كايل) أصيب. |
| Kyle'ın cihat teröristlerine katıldığına inanıyoruz. | Open Subtitles | لدينا أسبابنا لنعتقد أن (كايل) قد إنحاز لجماعة من الجهاديين الإرهابيين |
| Kyle'ın politik bir yanı olduğunu biliyordum ama oğlum asla kötü bir şey yapmazdı. | Open Subtitles | (أنا أعرف أن (كايل كان سياسي و لكنه لم يكن ليقم بأي شيء شرير |
| Kyle'ın ölen oğlunun reenkarnasyonu olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | إنّها تؤمن أن (كايل) قد يكون تجسيداً روحيّاً جديداً لإبنها |