| Mark, Florida'dan geliyor ve herkesle tanışmasını istiyorum ve önceden plan yaptım. | Open Subtitles | أن مارك قادم من فلوريدا وأريده ان يقابل الجميع لذلك خططت للأمر |
| Mark'ın biraz sert olduğunu biliyorum ama aslında çok tatlıdır. | Open Subtitles | أعلم أن مارك عصبي قليلا لكنه في الحقيقة لطيف جدا |
| Babanın bütün bu olanlarla nasıl bir bağlantısı olduğunu bilmiyorum... fakat sanıyorum Mark doğru söylüyordu. | Open Subtitles | لا أعرف كيف أن والدك له علاقة بهذا كله لكن اعتقد أن مارك كان على حق |
| Mark'ın onca yıl önce öldüğüne duyduğuma çok üzüldüm. | Open Subtitles | أنا آسـفة لسـماعي أن مارك كان متوفيا كل هذه السـنين |
| Bu demek oluyor ki yaşlı Mark hapse girerek en fazla kaybeden. | Open Subtitles | ما تعنيه أن مارك الصغير هو الخاسر الأكبر من دخول السجن |
| Şimdi açıkça görülüyor ki, Mark Whitacre ADM'i ele geçirmek için duyduğu sınırsız hırs ile patronlarını, kendi uydurduğu, piyasa fiyatı belirleme komplosunun içine atmıştır. | Open Subtitles | والآن من الواضح لنا أن مارك وايتكر كان مدفوعاً بطموحه الكبير للسيطرة على أ.د.م قد حاول التأمر على مشرفيه |
| Galiba Mark Twain yaşadığı en soğuk kışın San Fransisko'da bir yaz olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أعتقد أن مارك تواين من قال إن الشتاء الأشد بردا الذي عرفه كان صيفا في فرنسيسكو |
| Siz de Mark'tan eski CIA ajanı falan havası aldınız mı? | Open Subtitles | ألم يا رفاق تبادر على ذهنكم فكرة أن مارك كان عميل وكالة المخابرات المركزية سابق أو شيء من هذا القبيل؟ |
| Sizce Leslie, Mark'ın onu göndereceğini mi anladı? | Open Subtitles | هل تعتقد أن ليزلي أكتشفت أن مارك كان يسعى للتخلص منها ؟ |
| Aslına bakarsan, bence Mark senin için benim şimdiye dek olduğumdan daha iyi. | Open Subtitles | الحقيقة هي أني أظن أن مارك هو أفضل لك مني على الإطلاق |
| Sanırım Mark ve Louis'in başı belada. | Open Subtitles | أعتقد أن مارك ولويس يواجهون تحديًا كبيرًا |
| Mark'ın arabası o şarampole nasıl yuvarlandı sandınız? | Open Subtitles | كيف تعتقد أن مارك علق بتلك السيارة في الخندق ؟ |
| Tabii ki, Mark'ın eskiden benim favori sevgilim olduğunu biliyorsundur. | Open Subtitles | الطبع يا " جوانا " أنت تعرفين أن " مارك " كان المفضل الأول عندى |
| Bu Mark Greene değil mi, geleceğin Acil Servis baş hekimi? | Open Subtitles | غير أن مارك غرين، لائحة المستقبل يحضر؟ |
| Mark Baum'un karısı Cynthia, piyasalar çöktükten sonra Mark'ın daha merhametli bir insan olduğunu ve bir daha kimseye "Sana söylemiştim" demediğini söyledi. | Open Subtitles | زوجة مارك بوم , سينثيا تقول أن مارك فعلا أصبح رؤوفا بعد الانهيار ولم يقل ابدا " الى أي شخص " لقد قلت لك ذلك |
| Bence Mark için mükemmel bir iş. | Open Subtitles | أعتقد أن مارك سيكون ممتاز هناك |
| Karşınıza çıkan herkese Mark Antony'nin yenilmediğini söyleyin. | Open Subtitles | تأكدو أن تخبروا كل من تقابلوه . أن "مارك أنتوني" لم يهزم |
| Şuradaki polis Mark Hayes'in öldüğünü söylüyor. | Open Subtitles | قال الشرطي أن مارك هايس قد مات |
| O yüzden Mark'ın iyi bir aracı olacağını düşünüyordum. | Open Subtitles | لهذا فكرت أن مارك سيكون صلة جيدة |
| Bu başka bir Mark çok komik biri olmalı. Kıkırdayıp durdun. | Open Subtitles | لا بد أن (مارك) الآخر مضحك للغاية لقد كنت تقهقهين كثيرا |