| İplerden kurtulduğuma göre, bu gemiden kurtulmanın bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | أنا حر أخيرا لابد أن نجد طريقة للخروج من السفينة |
| Dagnine buraya gelmeden önce, dışarıya çıkmanın bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نجد مخرجاً قبل أن يصل داجنين إلى هنا |
| İşbirliği yapmak için bir yol bulmalıyız dış politika... aşılması güç engellerle dolu. | Open Subtitles | يجب أن نجد طريقة للتعاون.. بينما ندرك أن السياسة الخارجية لا تدار بالوكالة |
| Ve bunları bulduğumuz zaman farklılıklar bulabiliriz. | TED | وحين نحصل على هذه، من الممكن أن نجد الفروق. |
| Bugün yaşayan en büyük timsahları arayıp bulup ölçmemiz gerekti. | TED | كان علينا أن نجد ونقيس التماسيح الأضخم والتي تعيش اليوم. |
| - Bu işe karışanları bulacağız. - Herkes bu işin içinde. | Open Subtitles | علينا أن نجد المتورطين في هذا أي أحد متورط في هذا |
| Biz de güven oluşturmak ve bu 2,5 milyar kişiyi finansal erişime ulaştırmak için bir yol bulmak istedik. | TED | لذلك أردنا أن نجد طريقة لبناء الثقة ولإتاحة الخدمات الائتمانية أو المالية لهذه الفئة والتي يبلغ عددها ٢.٥ مليارشخص |
| - Durdurmanın bir yolunu bulmalıyız. - Silahın yerini bilmiyorum. | Open Subtitles | يجب أن نجد طريقة لنوقفه أنا لا أعلم مكان السلاح |
| Biliyor musunuz, belki de polisin daha az olduğu bir yerde okul bulmalıyız. | Open Subtitles | أتدرون, يجب أن نجد مدرسه بها عدد أقل من الشرطين في كل مكان |
| Yardım etmenin bir yolunu bulmalıyız. Atladığımız bir efsane olmalı. | Open Subtitles | ، علينا أن نجد طريقة لمساعدتها ربما هناك أسطورة نفتقدها |
| O hâlde kazandığı tüm puanların bir kerede silinmesini sağlayacak bir ceza bulmalıyız. | Open Subtitles | بهذه الحال يمكننا أن نجد عقاباً حيث يخسر التلاميذ كل النقاط مرة واحدة |
| Tamam, tamam. Bu konuya sonra döneriz. O balonu bulmalıyız. | Open Subtitles | حسنا، حسنا، سننقاش هذا لاحقا يجب علينا أن نجد البالون |
| Kevin, bu arıları hâlletmek için daha etkin bir yol bulmalıyız. | Open Subtitles | كيفن ، نريد أن نجد طريقة أكثر فعالية للتحاليل على الاشواك |
| Evet, ederler. Ve bu gerçekten harika. O kaplumbağayı bulmalıyız. | Open Subtitles | صحيح، سيأتون، و ذلك عظيم علينا أن نجد ذلك الغيلم |
| Peki, tartışmaların, olumlu bir şeylere yol açmasını sağlayacak nasıl yollar bulabiliriz? | TED | فكيف يمكننا أن نجد طرق لجعل المناقشات تثمر بشيء إيجابي؟ |
| Bir yer bulup kazmalıyız. Ne kadar çabuk o kadar iyi. | Open Subtitles | يجب أن نجد مكانا لنحفره و كلما كان أبكر كان أفضل |
| Söylesene, insanların bize yaptığı yanlışlara katlanma gücünü nereden bulacağız? | Open Subtitles | أخبريني، كيف يمكن أن نجد القوة لنتحمل ظلم الناس لنا؟ |
| Lex, eğer telefon konuşması bu gece olacaksa, Adam'ı bulmak zorundayım. | Open Subtitles | ليكس إذا الإتصال سوف يحدث الليلة يجب علينا أن نجد أدم |
| Bir aydır burdayız. Şimdiye kadar bir iş bulmamız gerekirdi. | Open Subtitles | نحن هنا منذ حوالي شهر يجب أن نجد وظيفة الآن |
| Gidip kendine gelmeden Jennifer'ı bulalım. | Open Subtitles | دعنا نذهب. أتمنى أن نجد جانيفر قبل أن تجد نفسها. |
| Belki de, bir şekilde, teknolojiyle bu kadar uğraşmamızın nedeni, ona iyi bir yuva bulmaya çalışmamızdır. | TED | ربما ببعض الطرق الحقيقة أن ما نحاول فعله مع التكنلوجيا هو أن نجد موطناً جيداً لها. |
| Her neyse, sana yeni bir aile buluruz belki, dedim. | Open Subtitles | لقد فكرت أنه ربما يمكننا أن نجد لك عائلة جديدة. |
| Temiz bir kenar bulana kadar kası kesip çıkarmaya devam edeceğiz. | Open Subtitles | يجب أن نستمر بالإستئصال إلى أن نجد نسيج نظيف, سكين رجاءً |
| O zımbayı bulmadan buradan bir yere ayrılmayacaksın. | Open Subtitles | لا تذهب إلى أيّ مكان إلى أن نجد الكبّاسة. |
| Enfeksiyonlar için tüm standart kan tahlillerini yaptık ve ateşe neden olacak enfeksiyöz bir durum bulamadık. | TED | لقد أتممنا جميع فحوصات الدم الأساسية للعدوى. ولم نستطع أن نجد أي عدوى تسبب هذه الحمى. |
| Bana kalırsa evrendeki rolümüzü bulmamıza gerek yok. | TED | أعتقد بأنه ليس مهماً أن نجد دورنا في العالم. |
| Yani daha iyi eğitebilmek için yeni bir yola ihtiyacımız var. | TED | لذا علينا أن نجد طريقة لنتعلّم بشكل أفضل |