"أن نحظى" - Traduction Arabe en Turc

• olman
• sahip
• eğlenebiliriz
• geçirmemiz
• olması güzel

- Bizimle olman iyi. - Burada olmak güzel.
من الجيد أن نحظى بك معنا من الجيد أن أكون هنا

Bu sezon da bizimle olman çok güzel.
كم هو رائع أن نحظى بعودتك معنا في هذا الموسم

Eğer biz de anlamlı bir teknoloji kurma gücüne sahip olmak istiyorsak biz de karşı radikalleşmeye gitmeliyiz, bunun için insanoğlu yolculuğunun merkezine inmek zorundayız.
لو أردنا أن نحظى بفرصة بناء تقنية ذات مغزى لمقاومة التطرف، علينا البدء مع مسيرة البشر في عقر دارهم.

Böyle bir iş güvencesine sahip olsak hoş olurdu.
سيكون جميلاً أن نحظى بهذا القدر من الأمان الوظيفي

Bir yerlerde çok eğlenebiliriz. Elbette.
يُمكننـا أن نحظى بالمرح في مكـان مـا، بالتأكيد

Hayır, sadece kadınlar olmadan da eğlenebiliriz demek istedim.
لا, أنا فقط أقول أنه يمكننا أن نحظى بالمرح بدون النساء

ama düşünüyorum ki, birlikte biraz iyi zaman geçirmemiz çok önemli.
لكنني أعتقد أنه حقاً مهم أن نحظى . ببعض الوقت معاً ، لوحدنا فقط

Güvenebileceğimiz birilerinin olması güzel.
إنَّهُ لمنَ الجيدِ أن نحظى بشخصٍ نثقُ بهِ هُنا

Pekâlâ, orada olman gerçekten güzel olacak. Silver Beaver.
حسناً، سيكون من الجيد حقاً أن نحظى بك هناك، أيها القندس الفضي

- Burada olman güzel. - Anlıyorum.
ـ إنه لمن الجيد أن نحظى بك هُنا ـ أتفهم ذلك

- Evde olman güzel.
من الجيد أن نحظى بك في المنزل

Misafirimiz olman gerçekten güzel Connor.
حسناً يا (كونور), من الجميل للغاية أن نحظى بك معنا

Burada olman çok güzel. İyi geceler.
إنه لأمر رائع أن نحظى بك هنا (جيسى) طابت ليلتك ،

Sokağın bizim bulunduğumuz tarafında senin gibi birine sahip olmak mutluluk verici.
من اللطيف أن نحظى بشخص مثلك على نفس الجانب من الشارع

Bilirsin, her zaman onun için endişelenmemen gerek bir eşe sahip olmak.
و أن نحظى بحياةٍ سعيده دون أن تقلق طوال الوقت

Bir kadın hakkında güzel düşüncelere sahip olamıyoruz aynı zamanda, o kadın hakkında aklımıza mide bulandırıcı şeyler de geliyor.
اننا لا يمكننا أن نحظى بفكرة جميلة حول النساء لا تتبعها فكرة مثيرة للاشمئزاز عن نفس المرأة

Televizyon programımızda şarkı söyleyip dans ederek çok eğlenebiliriz.
يمكننا أن نحظى بوقتٍ طيب بالغناء والرقص بعرض خاص بنا في التلفاز

Ama çok eğlenceli eğlenebiliriz
لكن يمكننا أن نحظى بكثير من المرح الشيق

Ve eskisi gibi eğlenebiliriz tekrar...
... و يمكننا أن نحظى ببعض المرح مرة آخرى

Romantik bir hafta sonu geçirmemiz gerekiyordu.
من المُفترض أن نحظى بنهاية أسبوع رومانسية. حقًا؟

- Suç olan şu bu geceyi birlikte geçirmemiz gerekiyordu sen beni konsere götürdün ki söylemeliyim güzel bir konserdi ama sonra oraya vardığımızda ben orada yokmuşum gibi davrandın.
-الأمر هو كان من المفترض أن نحظى بليلة خاصة و أخذتني لحفلة التي كانت رائعة

Bence biraz hoş olabilir... yani ailenin yanında olması güzel bir şey.
.. أظنُّ أنه سيكون من اللطيف أن نحظى بعائلة حولنا

Odada... bu fazladan ışığın olması güzel.
هذا لطيف أن نحظى بضوء أكثر .في الغرفة