"أن نذهب" - Traduction Arabe en Turc

• gitmeliyiz
• Gidip
• gidelim
• Gitmeden
• gidebiliriz
• Gitmemiz
• gitsek
• gitmek
• gidiyoruz
• gitmeye
• gideceğiz
• gideriz
• çıkıp
• gidecektik
• gidemeyiz

Buradan hemen gitmeliyiz çünkü bunun arkasında bir iblis var.
فنحن يجب أن نذهب الآن لأنَّ هنالك شيطان وراء هذا

İşte bu yüzden bizim eve gitmeliyiz. Annemin kasasının şifresini biliyorum.
لهذا يجب أن نذهب إلى منزلي فأنا أعرف الرقم السري للخزنة

Afedersiniz Memur bey ama kimliklerimiz içeride. Eğer isterseniz hemen Gidip getireyim.
أنا آسف تركناهم بالداخل إذا تريد يمكن أن نذهب لنحصل عليهم الآن.

Artık yapabileceğin bir şey yok. Biri görmeden gidelim hemen buradan.
لا شيئ يمكنك عمله يجب أن نذهب قبل أن يراكِ أحد

Partiye Gitmeden önce seninle konuşmak istediğim bir şey var.
شيلدن هناك شيء أريد أن نتحدث قبل أن نذهب للحفلة

Kardeşim, bizden korkuyorsan ormanın içindeki aydınlık alana gidebiliriz diyor.
أخى يقول يمكننا أن نذهب إلى الممر المشمس، إذا ستشرفينا

Bir sürü sebeb yüzünden komik. Bu şova Gitmemiz lazım.
هذا مضحك لأسباب كثيرة ، يجب أن نذهب لهذا البرنامج

Onunla bir ilgisi bir şey olsa gerek. Hemen oraya gitmeliyiz.
لابد من وجود علاقة لها بالأمر لابد أن نذهب هناك الأن.

Biz üstün işbirlikçileriz ve daha da ileri gitmeliyiz.
نحن متعاونون بشكل فائق وينبغي علينا أن نذهب أبعد من ذلك.

Fakat Mars'ta her şeyin değiştiği o zamana Gitmemiz gerekir ve bunu yapmak için daha yukarı gitmeliyiz.
لكن نحتاج أن نعود قليلًا إلى الوقت الذي تغير فيه كل شيء على المريخ، ولفعل ذلك، علينا أن نذهب إلى الأعلى.

Artık bu durumu değiştirmek için ne kadar Gitmemiz gerekiyorsa gitmeliyiz.
حان الوقت أن نذهب أبعد مما يتطلبه الأمر لنغيير هذه الظروف معا.

Okyanuslara bu şekilde gitmeliyiz.
هذه الطريقة التي يجب أن نذهب بها الى المحيطات.

Gidip neler olduğunu bilen biri var mı diye bakabiliriz.
يمكننا أن نذهب بحثاً عن شخص يعلم ما حدث بالفعل.

Harrods a Gidip çocuk karyolasını ve beşiğini almamız gerekiyor.
يجب أن نذهب إلى هارودز و نشتري اللعب و المهد

Joel'i severim, beni yanlış anlamayın, ama Joel'e gidelim demiyorum.
أنا أحب جويل، لا تفهموني خطأً. ولكنني لا أقصد أن نذهب جويل.

Madem aynı yöne doğru gidiyoruz hep beraber gidelim bari.
حيث أننا جميعا في نفس الاتجاه ، يجب أن نذهب سوياً

Stüdyoya Gitmeden önce ne kadar düzgün konuştuğunu görmek istiyorum.
وقبل أن نذهب إلى الأستوديو، يجب أرى مدى فصاحتك بالكلام.

İstersen, sinemaya ya da öyle bir yere gidebiliriz diye düşünmüştüm.
في الحقيقة,أضن بأننا يمكننا أن نذهب الى السينما أو ما شابه.

Pastaneye Gitmemiz gerektiğini biliyordum. Orada 12 dolarlık pasta yok.
وجب أن نذهب إلى المخبز، لن يشتريا كعكة بـ12 دولار

Hadi, Komuta Merkezi'ne gitsek iyi olacak. Alpha'nın bize ihtiyacı var.
هيا بنا, من الأفضل أن نذهب إلى مركز القيادة, ألفا يحتاجنا

Buraya her geldiğimde gerçekten gitmek istediğim başka neresi olabilir ki diye düşünürüm.
عندما جئت إلى هنا, فكرت أي مكان .ًأخر نريد أن نذهب اليه حقا

- Biz Amerikan'la gitmeye mecbur değiliz. - Başka birini seç.
ــ ليس علينا أن نذهب بخطوط الطيران الأمريكية ــ أجل، إختر واحدة أخرى

Mezuniyet balosuna beraber gideceğiz ama o benden bir iyilik istedi.
كنت أمل أن نذهب لحفل التخرج سوية لكنها طلبت خدمة مني

Dans etmeye gideriz, restoranda yemek yemeye, gösterileri izlemeye gideriz.
نحن ممكن أن نذهب للرقص، ونأكل في المطاعم، ونذهب للعروض

Dışarı çıkıp, yolda hesaplaşacak mıyız?
أتود أن نذهب للزقاق و نتعارك لنسوى هذا الأمر؟

Amy, hani bir yere gidecektik.
أتذكرين هذا الشئ الذي يجب أن نذهب إليه ألآن ؟

Biliyorum ama kendi başımıza gidemeyiz.
وأنا أعلم، ولكن لا يمكن أن نذهب بأنفسنا.