| Hazreti İsa'nın kurtarıcımız olduğunu kabul etmeliyiz. Onu şimdi kabul edin. Affetmesini dileyin. | Open Subtitles | يجب أن نقبل يسوع المسيح كمخلصنا الآن , نطلب منه الغفران |
| - Ah evet. İyi adammış. kabul etmeliyiz. | Open Subtitles | ـ الصفقة، يجب أن نوافق عليها ـ علينا أن نقبل |
| Boxerların elindekini geçici olarak aşağılamayı kabul etmek akıllıca olacak. | Open Subtitles | انه من الحكمة أن نقبل الذل مؤقتة على أيدي الملاكمين |
| Belki de kadın olmak kendimizi asıl olduğumuz hâliyle kabul etmek ve birbirimizde de aynısını kabul etmektir. | TED | ربما كوننا نساءً يعني أن نقبل حقيقة ذواتنا كما نحن والاعتراف بذلك في بعض البعض. |
| Biz ilk kez öpüşmeden önce bile sekiz ay bekledik. | Open Subtitles | . كنا مع بعضنا لمدة ثمانية شهور قبل أن نقبل بعضنا حتى |
| Bununla senin kazandıklarını ve bizim kaybettiklerimizi kabul edelim mi yani? | Open Subtitles | بأخذ هذه تريدنا أن نقبل أنك كسبت و نحن خسرنا؟ |
| İkisi de çocuklarını okula kabul etmemizi İstiyor. | Open Subtitles | الاثنين يريدون أن نقبل أطفالهم فى المدرسة |
| Ama yine de kabul etmeliyiz ki tanrı'nın dayattığı bu korkunç yargılamaların kendince gizemli bir amacı olmalı. | Open Subtitles | ومع ذلك يجب أن نقبل أن الله قد فرض هذه التجارب المريعة علينا. تبعاً لأسباب يعلمها |
| Bu noktada, sanıyorum ki onun hayatında gerçekten olduğunu kabul etmeliyiz. | Open Subtitles | في هذه اللحظة، أعتقد أنه علينا أن نقبل حقيقة أنه موجود حقيقيًا في حياتك |
| kabul etmeliyiz ki tehlikeler olacaktır. | TED | علينا أن نقبل بأنه ستوجد مخاطر |
| Biraz kötü huyları olduğunu kabul etmeliyiz. | Open Subtitles | .. يجب أن نقبل أنه يعاني من بعض الأمور |
| Başarılı olabilecek insanları kabul etmeliyiz. | Open Subtitles | نريد أن نقبل أناساً يمكنهم النجاح هنا |
| Trenwith'in davetini kabul etmeliyiz belki. | Open Subtitles | ربما يجب أن نقبل الدعوة الى ترينويث |
| En temel aşamalarında doğanın şans ve olasılıkla yönetildiğini kabul etmek zorunda kaldık. | Open Subtitles | فعلى مستواها الأساسي علينا أن نقبل أن الطبيعة محكومة بالمصادفة و الاحتمالات |
| Alberto'nun kazayla ölmemiş olmasını kabul etmek çok zor. | Open Subtitles | من الصعب أن نقبل أن وفاة ألبرتو لم يكن حادثاً |
| Asıl hayatın burada döndüğünü kabul etmek en iyisi. | Open Subtitles | فمن الأفضل أن نقبل بأن الحياة الحقيقية هو ما يحدث في الداخل. |
| 450'de durmak için zamanında frenlere basamayacağız ve bu değeri aşacağımızı kabul etmek zorundayız. Tartışmanın konusu bu aşma nereye kadar gidecek ve 350'ye dönme yolu nedir etrafında dönmelidir. | TED | لن نضع قيوداً على الوقت للوقوف عند 450، لذلك علينا أن نقبل القيام بالتجاوز، والمناقشة ونحن نمضي قدماً، للتركيز على المدى الذي يذهب اليه التجاوز وما هو سبيل العودة لــ 350. |
| Gerçekçi olmak gerekirse, Majesteleri sanırım Federasyonun kontrolünü şimdilik kabul etmek zorundayız. | Open Subtitles | لكي أكون واقعياً يا مولاتي... أعتقد أنه سيكون علينا أن نقبل سيطرة الإتحاد. في الوقت الحاضر. |
| Öyleyse kabul etmek zorundayız. | Open Subtitles | اذا علينا أن نقبل ذلك. |
| Geçen gün Joe beni fizik tedaviye götürdü özel bir an yaşadık ve öpüşmeden önce geri çekildi. | Open Subtitles | (جو) أخدني بمركز إعادة التأهيل ذلك اليوم وحضينا بلحظة، وقبل أن نقبل بعض، إبتعد بعيداً. |
| Geleneksel evliliği niye kabul edelim? | Open Subtitles | لذا، لم يجب علينا أن نقبل بالزواج التقليدي؟ |
| Teklif edilen anlaşmayı kabul etmemizi düşünüyorsun değil mi? | Open Subtitles | تظن أنه يجب علينا أن نقبل بالعرض، أليس كذلك ؟ أرسلتك لإخراج الفكرة من راسي، صحيح ؟ |