| Gece yarısı ahır görevlisini uyandırarak kendisini, Andrew Jackson'la görüşmek üzere Beyaz Saray'a götürmesini istedi. | Open Subtitles | أيقظ فتى الإسطبله في منتصف الليل وآمره أن يأخذه للبيت الأبيض ليرى أندرو جاكسون |
| Gece yarısı ahır görevlisini uyandırarak kendisini, Andrew Jackson'la görüşmek üzere Beyaz Saray'a götürmesini istedi. | Open Subtitles | فأيقظ صبي الإسطبل العامل عنده في منتصف الليل. وأمره أن يأخذه إلى البيت الأبيض لرؤية (أندرو جاكسون). |
| Hitler dünyaya sahip olabilir ama yanında götüremez. | Open Subtitles | هتلر من الممكن أن يملك العالم و لكنه لا يستطيع أن يأخذه معه عند موته |
| Kitabın peşinde. Onu yanında götüremez miydi? | Open Subtitles | حتى لو كان يريده, أليس من المفروض أن يأخذه معه؟ |
| Jacob'ı götüremez. | Open Subtitles | لا يمكن أن يأخذه |