| İnsanlar sevdikleri biri ölünce buna bir anlam bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | . يريد النّاس أن يجدوا سبباً منطقياً حينما يموت محبوبهم |
| Kuzeybatı Geçidi'ni bulmaya çalışırken ölen binlerce ve binlerce insanı düşünün. | TED | فكر بالآف والآف من الناس الذين ماتو وهم يحاولون أن يجدوا طريق الشمال الغربي |
| Korkacak bir şey olmadığını ve sadece onları sevmek ve korumak istediğimizi anladıklarına göre, bize katılmanın yolunu onlar bulmalılar. | Open Subtitles | يجب أن يدركوا الآن أنه لا يوجد خوف وأننا نرغب بكل الامان والحب لهم يجب أن يجدوا طريقة للإنضمام إلينا |
| Yollarını kendileri bulmalılar ve bazen benimle konuştuğun zamanlarda seni daha dikkatli dinlemeliydim. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أقول لهم ماا يفعلوا بعد الأن يجب عليهم أن يجدوا طريقهم الخاص |
| Ama altı ay sonra mumyalanmış cesedini bordum katı merdivenlerinde bulduklarında, çocuklara ne diyeceğiz? | Open Subtitles | لكن بعد ستة أشهر من الآن بعد أن يجدوا جثتها المحنطة في آخر سلالم القبو ماذا سأقول للأطفال؟ |
| Vaughn'un maaş bordrosunu bulduklarında ve test sonuçları geldiğinde bir numaralı şüpheli ben olurum. | Open Subtitles | ..بما أن يجدوا جدول رواتب فون ثم تظهر نتائج الفحوص ، سوف أكون المشتبه به رقم واحد |
| Evet, Vasquez'in cesedi bulunmadan deli gibi kaçmak. Esirler kaçtı. İspanyolca bilmiyorum. | Open Subtitles | نعم ، أركض كأن الجحيم يطاردك قبل أن يجدوا جثة فاسكويز انا لا أتحدث الأسبانية اتعلم ، إذا ما اجتزنا هذا |
| İnsanlar yıllardır Gece Perileri Ormanı'nı bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | حاول الناس لسنين أن يجدوا غابات الخصلة الليلية |
| Onlar sadece kalbinizde bir yer bulmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنّهم فقط يحاولون أن يجدوا مكاناً صغيراً في قلوبكم. |
| Onu ölmeden önce hamile bırakan kişiyi bulmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحاولون أن يجدوا الرجل المسؤول عن جعلها حاملاً قبل موتها |
| Bedeni pes ediyor olsa bile, zihnini sayısal bir depoya aktarmak için bir yol bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لذلك، على الرغم من زوجها جسمها هو الفشل، أنا أحاول أن يجدوا طريقة لنقل عقلها إلى التخزين الرقمي. |
| Ve ona eş bulmaya çalışan ebeveynlerimizle uğraşmak da var. | Open Subtitles | والتعامل مع والدينا الذين يحاولون أن يجدوا له زوجة |
| Yollarını kendileri bulmalılar ve bazen benimle konuştuğun zamanlarda seni daha dikkatli dinlemeliydim. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أقول لهم ماا يفعلوا بعد الأن يجب عليهم أن يجدوا طريقهم الخاص |
| O zaman daha güçlü deliller bulmalılar çünkü bu olay, meşru müdafaayım diye bağırıyor, hanımefendi. | Open Subtitles | إذا على الناس أن يجدوا دليلاً أفضل لأن ذلك مجرد دفاع عن النفس ... |
| Vaughn'un maaş bordrosunu bulduklarında ve test sonuçları geldiğinde bir numaralı şüpheli ben olurum. | Open Subtitles | بما أن يجدوا جدول رواتب فون... ـ ثم تظهر نتائج الفحوص ، سوف أكون المشتبه به رقم واحد |
| Cesedi bulduklarında Rahl benim yaptığımı anlayacaktır. | Open Subtitles | بمجرد أن يجدوا الجثمان سيعلم (رال) أننّي من فعلتُ ذلكَ. |
| Babam orayı içinde petrol bulunmadan önce sattı. | Open Subtitles | باعها والدي قبل أن يجدوا فيها النفط |
| Babam orayı içinde petrol bulunmadan önce sattı. | Open Subtitles | باعها والـدي قبل أن يجدوا فيها النفط |