| Farklılıklardan gücenmeyip onlara hayran kalıyorlar, bu büyük bir zihniyet değişimi ve bunu hissedince daha fazla olmasını istiyorsun. | TED | ليسوا مُهانون بسب الاختلافات ولكن معجبون بها وهذا تغّيرٌ كبير في الفكر وعندما تشعر به، تريده أن يحدث أكثر |
| Bu iş başımıza dert olmadan genç kardeşin üstüne gidin. | Open Subtitles | تخلص من الأخ الأصغر قبل أن يحدث شيئاً غير متوقع |
| Bir dakika ya da bir saat içerisinde olabilir ama kesinlikle olacak. | Open Subtitles | هو يمكن أن يحدث في الدقيقة التالية، في الساعة القادمة لكنّه سيحدث. |
| Evet, hiçbir şey yok Ajan Nash bir şey olmasına izin vermez. | Open Subtitles | حسنا ، لا شيء يحدث ان عميل ناش لا أريد أن يحدث. |
| Aniden yeni bir kitapla ortaya çıksam ne olacağını sanıyorsun? | Open Subtitles | ماذا تتوقع أن يحدث إذا صدر لك كتاب جديد فجأة؟ |
| Sana olabilecek en kötü şey sana "EVET" demesi olur. | Open Subtitles | أسوأ شيء يمكن أن يحدث لك هو أن تقول نعم. |
| Ama bu kadar fazla bilgiyi bir kişinin tek başına anlamlandırması mümkün değildi. | TED | لكن لا يستطيع مستخدم واحد أن يحدث تأثيراً بهذا الكم الهائل من المعلومات. |
| Fakat o mağazadayken, bu davranış o kadar net göründü ki bana! | Open Subtitles | لكن عندما كنت في المحل مايجب أن يحدث كان واضحاً بالنسبة لي |
| Ve şu an olduğundan çok daha çabuk olmasını isterdim. | TED | وأريد حقاً أن يحدث ذلك بوتيرة أسرع مما هي عليه. |
| Hayır, bana olmasını istemiyorum, ama o morga geri dönemem. | Open Subtitles | لا أريد أن يحدث لي لكننى لن أعود لهذه المشرحة |
| Bunu iki gün kadar önce hazırlamıştı, senle arasında bunlar olmadan önce. | Open Subtitles | لقد رتبت ذلك منذ يومين تقريباً قبل أن يحدث كل ذلك بينكما |
| Ve daha kötü şeyler olmadan önce bu feromonal davranışları tersine çevirmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | وما ننوي فعله هو عكس هذا التصرّف الفرموني قبل أن يحدث أمر اسوأ. |
| Bana sakin ol deme adamım. Yarın sabaha kadar herşey olabilir. | Open Subtitles | لا تقل لي كُن هادئاً، الكثير يمكن أن يحدث حتى الصباح |
| Çünkü uyuşturuldun ve uyuşturulduktan sonra her şey olmuş olabilir. | Open Subtitles | لأنكِ كُنتِ مخدرة، وأي شيء يمكن أن يحدث بعد ذلك. |
| Eğer bunun olmasına izin verirseniz, ancak o şekilde eşsiz işler yaratabilirsiniz, ve tabi ki yaptığınız işten de daha çok zevk alacaksınız. | TED | اذا سمحت لذلك أن يحدث, انها الطريقة الوحيدة لتقوم بعمل مميز وفريد, وستستمتع بعملك أكثر في النهاية. |
| Bunu yapsaydın neler olacağını dair fikrin var mı hiç? | Open Subtitles | هل لديكِ فكرة عمّا يمكن أن يحدث لو فعلتِ هذا؟ |
| Sen misin olur önce bir görüşme yapmak için vardır. | Open Subtitles | يجب عليك أن تتحدثي معهم . قبل أن يحدث هذا |
| Senin gibi bir kadınla beraber olan her adamın başına gelebilirdi. | Open Subtitles | يمكن أن يحدث هذا لأي رجل لو كان لديه أمرأة مثلك |
| Sebep bu olamaz dostum. Neden bu kadar uzun süre beklesin ki? | Open Subtitles | لا يمكن لهذا أن يحدث يا رجل ، لماذا انتظرَ طويلاً ؟ |
| Bunun hepsi nasıl sadece bir oyun sunucusu sayesinde oldu? | TED | كيف يمكن أن يحدث كل ذلك بسبب خادم لعبة فيديو؟ |
| Ama ne pahasına olursa olsun, olmak zorunda işte o kadar! | Open Subtitles | لكن هذا يجب أن يحدث بأي ثمن، و هذا كل شيء |
| Böyle olmasından korkuyordum. Böyle bir şey olacağı belliydi zaten. | Open Subtitles | لقد كنا نخشى هذا أن يحدث لقد كنا نتوقع حصوله |
| Bağırsaklarında sindirilmiş kan olması iç kanaması olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | كي يدخل الدم المهضوم للأمعاء يجب أن يحدث نزيف داخلي |
| Bu kadar sert bir değişiklik bir gece içinde olmaz. | Open Subtitles | هذا التغيير العنيف لا يمكن أن يحدث بين ليلة وضحاها |
| Ben Pearl'e bir saldırı görüyorum- bundan daha kötü bir şey olamaz. | Open Subtitles | وأنا أرى أن ضرب بيرل هاربور هو أسوأ ما يمكن أن يحدث |