"أن يشهد" - Traduction Arabe en Turc

• tanıklık etmesi
• ifade verecekti
• tanıklık etmesini
• ifade vermesi
• tanıklık etme
• tanıklık edecek

Kral Freyne, soylu zaferine tanıklık etmesi için oğlunu çağırıyor.
الملك فرين يريد لإبنه أن يشهد إنتصاره المهيب

Connor, bugün, babasına karşı, büyük jüriye ifade verecekti.
كان من المقرر أن يشهد ضد والده في هيئة المحلفين الكبرى اليوم كونور.

Bu sabah büyük jüriden önce ifade verecekti.
- هو كان أن يشهد أمامه a هيئة المحلفين الكبرى هذا الصباح.

Onun tanıklık etmesini istiyorlar bu yüzden onun dediğini yapıyorlar.
هم يريدونه أن يشهد بالمحكمة و هم يتماشون معه

Savcının aleyhine tanıklık etmesini istediği kişi kim?
ومن هذا الذي يريد المدعي العام منه أن يشهد ضده؟

Dr. Hirsch'ün dün bir istihbarat komitesi önünde ifade vermesi bekleniyordu.
كان من المنتظر أن يشهد بالأمس، أمام لجنة الإستخبارت بمجلس الشيوخ.

Ama öncesinde ekip, filme alınmış en büyük sürülerden birine tanıklık etme fırsatı buldu.
لكن ليسَ من قبلِ أن يشهد الفريق واحد من أكبر الأسراب التي تمَّ تصويرهاً أبداً.

Aile aleyhine tanıklık edecek bir mafya patronunu vuracaklardı.
لقد كانوا يحاولون إطلاق النار على شرطي كان يريد أن يشهد ضد

Ölümünüze tanıklık etmesi Şahsen Sultan'nın isteği.
السلطان نفسه أمر أن يشهد الولد موتك

Yeniden tanıklık etmesi gerekiyor mu?
‫هل عليه أن يشهد مرة أخرى؟

Bu yüzden Coolidge'in yargılanması için tanıklık etmesi gerekiyor.
أريده أن يشهد في القضية لإدانة (كوليدج) في المحاكمة

Ve ertesi gün, Nick, Mafya aleyhine ifade verecekti.
وكان يفترض أن يشهد (نيك) ضد عصابته غداً

Oğlum bir celsede serbest kalabilir ve sen Collier'ın tanıklık etmesini kabul etmiyorsun.
تفصل لإبني عن حريته جلسة إستماع واحدة وأنتي ترفضين أن يشهد " كولير "لصالحه ؟

Kendine karşı tanıklık etmesini istiyorsunuz.
هل تطلب منة أن يشهد ضد نفسة

Onun buna tanıklık etmesini istiyorum.
أريده أن يشهد على هذا

- Dedektif Rodriguez'in ifade vermesi gerekiyor, Bayan Florrick'in değil.
المحقق رودريغيز ا من المفترض أن يشهد و ليس السيده فلوريك مقبول

Greg'e birinin aleyhine ifade vermesi söylendi. Adamın gerçek suçlu olup olmadığına emin değildi.
طُلب من "غريغ"أن يشهد ضد أحدهم

- Mahkemede tanıklık etme talebini iletin.
واطلبي أن يشهد في المحكمة- كابتن-

Size karşı tanıklık edecek birini istemezdiniz, değil mi?
لن تريد أن يشهد احد ضدك ، أليس كذلك ؟