| Bir tek yüzünü göstermesi gerekiyordu. | Open Subtitles | و كل ما كان علية أن يفعلة هو أن يظهر |
| Bir tek yüzünü göstermesi gerekiyordu. | Open Subtitles | و كل ما كان علية أن يفعلة هو أن يظهر |
| Bak, ortakların gelmeden önce... Önemli bir şey değil ve endişelenmeni istemiyorum... | Open Subtitles | انظر، قبل أن يظهر شركائك ليس بالأمر بالجلل، ولا أريدك أن تقلق |
| Anladım. İnsan yalan makinesi gelmeden buradan gitmemi istiyorsun. | Open Subtitles | أنا يمكن أن آخذ تلميح تريدني ان اخرج من هنا قبل أن يظهر كاشف الكذب الإنساني |
| Gerçek AB delegeleri gelmeden ve kimliğiniz ortaya çıkmadan önce oradan çıkmak zorundasınız. | Open Subtitles | يجب أن تخرجوا قبل أن يظهر مندوبين الأتحاد الأوروبي الحقيقيين و يتم كشف غطائكم |
| Gerçek AB delegeleri gelmeden ve kimliğiniz ortaya çıkmadan önce oradan çıkmak zorundasınız. | Open Subtitles | يجب أن تخرجوا قبل أن يظهر مندوبين الأتحاد الأوروبي الحقيقيين و يتم كشف غطائكم |
| Güzel, çünkü çok uzun sürüyor. Genetiktir. Her an ortaya çıkabilir. | Open Subtitles | جيد، لأنه سيتطلب وقتاً إنه وراثي، يمكن أن يظهر بأي وقت |
| Hayır, bu şey aniden, herhangi bir yerde ortaya çıkabilir ve hiçbir fikrimiz olmaz. | Open Subtitles | كلاّ، يمكن لهذا الشيء أن يظهر .في أي وقت وبأي مكان دون أن ندري |
| Bir tek yüzünü göstermesi gerekiyordu. | Open Subtitles | و كل ما كان عليه أن يفعله هو أن يظهر |
| Evet, şey, bu kasabanın, şu göçmenler gelmeden önce daha iyi olup olmadığını merak etmeye başlıyorum. | Open Subtitles | لقد بدأت أتسائل ان كانت هذه المدينة أفضل حالاً قبل أن يظهر أولائك المهاجرين |
| Artık buna dayanamıyorum gelmeden yap | Open Subtitles | لم يعد يمكنني تحمل هذا ، أفعلي هذا قبل أن يظهر |
| Daha fazlası gelmeden buradan gitsek iyi olacak. | Open Subtitles | حسناً، فلنخرج من هنا قبل أن يظهر المزيد منهم |
| Kâhinlerin kalıntılarını bulmam gerektiğini başka bir korkunç varlık ortaya çıkmadan bu bilgiyi ortadan kaldırmam gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | علمتُ أنه يجب عليّ أن أجد ما تبقى من العرافين . قبل أن يظهر مسوخاً آخرين . ومحو أى معرفة لديهم . |
| Bu piç ortaya çıkmadan daha bir saatimiz falan var. | Open Subtitles | لدينا ساعة قبل أن يظهر هذا الوغد |
| Peng ortaya çıkmadan önce en çok zarar gören bölgeleri bulması için bağlantılarımı kullanıp ona yardım ediyordum. | Open Subtitles | قبل أن يظهر (بينغ) أستخدمت تواصلاتي لمساعدتها إلى الوصول إلى اكثر المناطق خطورة |
| Hayat denen şeyin güzelliği en sert iklim koşullarında bile ortaya çıkabilir. | Open Subtitles | جمال الحياة يمكن أن يظهر حتى من أقسى الظروف |
| Evet, arkadaşların her an ortaya çıkabilir. | Open Subtitles | أجل , وصديقك يمكن أن يظهر فى أى وقت |
| Zihnin seks ile meşgul olması farklı şekillerde ortaya çıkabilir. | Open Subtitles | يمكن للانهماك بالجنس أن يظهر بطرق عديدة |