| Senin bir Etiyopyalı olduğuna karar verebilirim. Bunun bir hakaret olduğunu düşünemeyecek kadar aptalsın. | Open Subtitles | أنت غبي لاعتقادك أنها أهانه إذا كان هناك خطاء سوف نثبته |
| Ve önümüze konulan bu anlaşma bize zaten kurtulmaya çalıştığımız krala yemin etmemizi söyleyerek bize hakaret ediyor. | Open Subtitles | هذهالمعاهدةتتعارضمعماأقسمتمبه. أنها أهانه إذا سألتمونا .. لكىنؤدىيمينآخر. |
| Bütün doktorlar ona en fazla dört ay ömür biçiyor. Hadi canım! Adam bunu kişisel algılayıp, kaderin ona hakaret ettiğini düşünüyor. | Open Subtitles | لا يوجد طبيب يمنحك أكثر من أربعة أشهر الرجل أخذ هذا الأمر على أنه شخصي كما لو أن القدر أهانه |
| alınma tatlım ama senin de bir hafta önceye kadar öldüğünü sanıyorduk. | Open Subtitles | بدون أهانه عزيزتي جميعنا كنا نضن انك ميته لغاية قبل أسبوع |
| Alınmak yok. | Open Subtitles | لا أهانه |
| Pislik biri sadece pislikti. Alınmdın ya! | Open Subtitles | أنت لست إلا أحمق من دون حياء لا أهانه |
| O çocuğa daha önce hiç duymadığı şekilde hakaret etti. | Open Subtitles | لقد أهانه بشتائم لم يسمعها من قبل |
| Zuko hakaret ettiği yaşlı generale gözlerini dikti ve korkmadığını ilan etti. | Open Subtitles | نظر (زوكو) إلى الجنرال الذي قد أهانه و أعلن أنه ليس خائفاً |
| Doğru, ama daha önce ona hakaret ediyor. Diyor ki: "Akıllı olduğunu düşünüyorsun, | Open Subtitles | صحيح ، لكنه أهانه قبل ذلك "يقول " تعتقدين أنكِ ذكية |
| Evet. Hickok sokakta ona hakaret etmiş. | Open Subtitles | أجل، قال إن (هيكوك) أهانه في الشارع |
| Ona hakaret edip, vuruyor. | Open Subtitles | أهانه وضربه. |
| alınma ama biraz sessizlik şu an gerçekten çok işe yarayabilir. | Open Subtitles | بدون أهانه, لكن أحتاج فعلاً إلى بعض الهدوء الآن |
| Sakın alınma ama hayır. | Open Subtitles | لكن بدون أهانه , لكن عزيزي , لا |
| alınma; ama ben yapsam olur mu? | Open Subtitles | لا أهانه ,ولكن هل يمكنني عمله؟ |
| Pislik biri sadece pislikti. Alınmdın ya! | Open Subtitles | أنت لست إلا أحمق من دون حياء لا أهانه |