| Gemideki bütün askeri personel alarm durumuna geçti. | Open Subtitles | كل القوات الخاصة على السفينة عليهم البقاء على أهبة الإستعداد |
| Efendim, Hangar 718 de bulunamadı ama bütün askerler alarm durumunda | Open Subtitles | سيدي, لمنجدهافيالمستودعرقم781, و لكن جميع الجنود علي أهبة الإستعداد. |
| hazırda beklemek, karıma mal oldu için. | Open Subtitles | البقاء على أهبة الإستعداد. كلّفني زوجتي. |
| National Guard'ın hazırda beklemesini ve | Open Subtitles | أود أن يكون الحرس الوطني على أهبة الإستعداد |
| CIS ekibim fareler gibi sessizdir. | Open Subtitles | فرجالي على أهبة الإستعداد |
| CIS ekibim fareler gibi sessizdir. | Open Subtitles | فرجالي على أهبة الإستعداد |
| hazırlıklı olmalısın. | Open Subtitles | ينبغي البقاء على أهبة الإستعداد أنا مثل الملاكم |
| Her ihtimale karşı hazırlıklı olmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نكون على أهبة الإستعداد في هذا الوضع |
| FBI ve Ulusal Güvenlik alarm durumunda. | Open Subtitles | المباحث الفيدرالية و الأمن القومي على أهبة الإستعداد |
| Sam Amca'nın hazırda bekleyen bir jeti var. | Open Subtitles | الحكومة الأمريكيّة لديها طائرة على أهبة الإستعداد. |
| Onunla Langley'e kadar eşlik edecek bir ekibimiz hazırda. | Open Subtitles | ولدينا فريق على أهبة الإستعداد "لمرافقتها إلى "لانغلي |
| Pekâlâ. hazırda ajanlarımız var ama dışarıda kar fırtınası şartları var. | Open Subtitles | حسنٌ، لدينا عملاء على أهبة الإستعداد |
| Önemli anlar geldiği vakit onlara hazırlıklı olmak için çalışırsınız. | Open Subtitles | أنت دائماً علي أهبة الإستعداد لتلك اللحظة الحاسمة |
| Gözünüzü dört açın, hazırlıklı olun. | Open Subtitles | كونوا على حذر وعلى أهبة الإستعداد |
| Belki de Bay Dublin her ihtimale karşı hazırlıklı olmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | ربّما كان يحاول السيّد (دبلن) أن يكون على أهبة الإستعداد لأي ظرف من الظروف |