| Resmi bir banka işi için geldim. Bir de veda etmek istedim. | Open Subtitles | أتيت إلى هنا بغرض عمل مصرفي رسمي وكما أنني أردت أن أودعك |
| Ben gittikten sonra uyuyabilirsin. Sadece veda etmek istedim. | Open Subtitles | من الأفضل ان تعود للنوم بعد أن أمضى أردت فقط أن أودعك |
| Sana kendim veda etmek isterdim, annenle değil. | Open Subtitles | روز, لقد كرهت الطريقه التى افترقنا بها أردت أن أودعك شخصيا, وليس عبر والدتك |
| Evde olmandan mutluyum. hoşça kal demeden gitmekten nefret ederim. | Open Subtitles | انا مسرور أنك عدت كنت أكره المغادرة دون أن أودعك |
| Kendim Hoşçakal demek istemiştim,annen kanalı ile değil. | Open Subtitles | روز, لقد كرهت الطريقه التى افترقنا بها أردت أن أودعك شخصيا, وليس عبر والدتك |
| Seninle havaalanına geleyim. Seninle vedalaşmak istiyorum. | Open Subtitles | سأذهب معكى للمطار أريد أن أودعك |
| Sana da veda edebileceğim için mutluyum. | Open Subtitles | وأنا سعيد أننى أستطيع أن أودعك أنتِ أيضاً |
| Kamptan ayrılmadan evvel sana veda etmek için... hep takıldığın yerlere baktım ama bulamadım. | Open Subtitles | كل ما أريد قوله هو أنني تفحصت المواقع المعتادة لأنني أردت أن أودعك قبل مغادرة المعسكر فربما تلقين حتفك |
| Sayn Başkan, korkarım size burada veda etmek zorundayım. | Open Subtitles | سيدي الرئيس، يؤسفني أنه لابد أن أودعك من هنا |
| Birbirimizden çok çabuk ayrıldık. Sana veda etme fırsatı bulamadım. | Open Subtitles | الظروف فرضت علينا العجله فلم يتح لي أن أودعك |
| Biliyorum veda etmeden çıktım ancak yukarı gelmeme izin verirsen eğer bunun için özür dilemek istiyorum. | Open Subtitles | أعلم أني غادرت دون أودعك أريد فقط فرصة لأعتذر عن الطريقة التي غادرت بها |
| Aslında veda etmeye geldim. | Open Subtitles | في الحقيقة, لقد جضرت إلى هنا من أجل أن أودعك |
| veda vaktinden önce uyanmamandan korkuyordum. | Open Subtitles | خشيت ألا تستيقظ في الوقت المناسب حتى أودعك. |
| Vedalaşmadan gidemedim. Sen gitmeden sana veda edemezdim. | Open Subtitles | لم أستطيع المغادره دون أن أودعك _ و أنا لم أكن لأقول مع السلامه بدون رحيلك _ |
| Sana değer vermediğim için mi veda etmediğimi sandın? | Open Subtitles | أتعتقد أني لم أودعك لأني لا أكترث لا ؟ |
| Sana hoşça kal demeyi ve senden hep nefret ettiğimi söylemeyi istedim. | Open Subtitles | حسناً, كنت أريد فقط أن أودعك و أن أخبرك بأني لطالما كرهتك |
| Çok çabuk geleyim diye hoşça kal bile demiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | أنا لن أودعك أيضاً لأني سأعود بسرعة حسناً ؟ |
| Hoşçakal demeye, ...ve sana iyi şanslar dilemeye geldim. | Open Subtitles | حسنا .. لقد جئت لكي أودعك و أتمنى لك حظا طيبا |
| Eskiden bilmezdim, Hoşçakal demek nasıl bir şeydir... | Open Subtitles | وقتها ، لم أكن أعلم ماذا يعني أن أودعك فعلاً وقتها ، لم أكن أعلم ماذا يعني أن أودعك فعلاً |
| Sadece vedalaşmak istedim. | Open Subtitles | إنني فقط أريد أن أودعك |
| Sana adieu demeye geldim. | Open Subtitles | هذا أنا وأنا أودعك |
| Adam gibi bir hoşcakal diyebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أودعك |
| Elveda demeye geldim. | Open Subtitles | جئت لكي أودعك |
| Gitmem lazım. - güle güle demek için bekledim. | Open Subtitles | أنتظرت فقط لكى أودعك تودعينى ؟ |