Doğum günü partilerinin özelliği ilk ve son partinin birbirine oldukça benzemesidir. | Open Subtitles | أغرب ما بحفلات أعياد الميلاد، هو أن أول وآخر حفل متشابهان تماماً |
Dogum günü partilerinin özelligi ilk ve son partinin birbirine oldukça benzemesidir. | Open Subtitles | أغرب ما بحفلات أعياد الميلاد، هو أن أول وآخر حفل متشابهان تماماً |
İnanın bana şu anda bu cümleyi ilk ve son olarak söylüyorum. | Open Subtitles | صدقوني , ستكون هذه أول وآخر مره أقول فيها هذه الجمله |
Annen benim ilk ve tek aşkımdı. | Open Subtitles | في الحقيقة، أمكِ كانت أول وآخر حب في حياتي. |
Ağzında da kocaman bir puro. O katıldığım ilk ve tek mezunlar yemeğiydi. | Open Subtitles | كان أول وآخر إجتماع ُلم الشمل حضرته |
Bu, Vogue dergisinden ilk ve son kez kopya çekişim oldu. | Open Subtitles | هذه أول وآخر مرة أقلد فيها شيئا من الموضة |
Tamam ama sadece bir tane. Bu ilk ve son sigaram olacak. | Open Subtitles | حسناً ، ولكن فقط واحدة هذه ستكون أول وآخر سيجارة إطلاقاً |
İlk ve son defa sevdiğim bir kadın hayatıma bir zalim gibi girdi. | Open Subtitles | أول وآخر إمرأة أحببتها ظهرت الآن كعدوةً لي |
Ortaokuldayken muhtemelen hayat kaidemden ilk ve son ayrılışımdı. | Open Subtitles | ، عندما كنت بالإعدادية ربما كان أول وآخر إنحراف عن القواعد بحياتي |
Bu gece, iki mükemmel şovun ilk ve son performansını izleyeceksiniz. | Open Subtitles | الليلة سترون عرضين مدهشين في أول وآخر عرض لهم |
Bu bedavaya yaptığım ilk ve son iyilikti. | Open Subtitles | انت تعلم ان هذه أول وآخر مرة افوم بمعروف لك مجانا |
Silahlar Bakanlığı tarafından yakalanmadan önce, 16 yaşında açık kaynak bir mikrobiyoloji gazetesinde ilk ve son yazısını yayımlamış. | Open Subtitles | فتى بارع، حين كان عمره 16 عاماً نشر أول وآخر ورقة له بصحيفة مفتوحة لعلم الأحياء المجهري قبل أن تخطفه وزارة الأسلحة |
Bugünkü kaçışın kordondan yapılan, ilk ve son kaçış olduğundan emin olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | أن اليوم هو أول وآخر مرّه يتم فيها إختراق الحاجز الوقائي. |
- Evet. Bize ilk ve son kez söylediği şeyi hiç unutmayacağım. | Open Subtitles | نعم، لن أنسى أبدًا أول وآخر شيء قاله لنا |
Sanırım manzaramla ilgili yaptığın ilk ve son iltifattı bu. | Open Subtitles | أنا متأكدة بأن هذه أول وآخر مرة ستشيد برأيي بأي شيء، على ما أعتقد |
Sen burada olacaksan bu ilk ve son gelişim. | Open Subtitles | أعتقد أنها ستكون أول وآخر مرة لي لو كنت أنت هنا |
Yani ilk ve son hatamızı yaptığımız konusunda anlaşalım. | Open Subtitles | فلنتفق على القول إننا ارتكبنا أول وآخر غلطة |
[Bu konuşma görsellik içermektedir Buna dikkat edilmesi tavsiye edilir] İşte bu slayt, son 15 yıldaki, 6400 öğrencimden her birinin ilk ve son defa gördüğü slayt. | TED | [يحتوي هذا الحديث على لغة حادة وينصح المشاهد بالحذر] هذه هي أول وآخر شريحة عرض، رآها 6400 طالب من طلابي خلال 15 عامًا. |
Trollük yaptığın için ilk ve tek uyarını aldın, dostum. | Open Subtitles | هذا أول وآخر إنذار لك يا رجل |
Lobos'un kullan at telefonuna ilk ve tek arama ölümünden sadece dakikalar önce bu ofisten yapılmış. | Open Subtitles | خط هاتف (لوبوس) المؤقت تلقى أول وآخر مكالمة |