| Sınıfa son giren James'ti. İlk senin çekmeni istiyorum. | Open Subtitles | جيمس هو آخر من وصل للغرفة أرشحك لتكون أول واحد في التجربة |
| Sen buna alışkın olabilirsin, ama benim kariyerimde bu bir ilk. | Open Subtitles | هل يمكن أن تستخدم لهؤلاء ولكن هذا هو أول واحد في مسيرتي. |
| Evet, ilk defa bir motelde oluyor. | Open Subtitles | نعم ، هذا هو أول واحد في الفندق. |
| Kendilerine, "Ashir En Sabah Nur" diyerek dünyadaki ilk olduğuna inandıkları kadim bir varlığın adını vermişler. | Open Subtitles | يطلقون علي أنفسهم " عشير عين صباح نور " و يعتقدون أن القدماء كان فيهم أول واحد في العالم |
| Biri ilk krizde, diğeri ikinci. | Open Subtitles | أزمة في أول واحد في الثانية. |
| Dünyadaki ilk ne? | Open Subtitles | أول واحد في العالم ؟ ؟ ؟ |
| - İlk olan norveç çukurunda! | Open Subtitles | - أول واحد في خندق النرويجية! |