Ama sonra gaz içeri falan mı kaçtıysa artık, inek patladı. | Open Subtitles | لكن ذلك الغاز عاد إلى الداخل أو شيء من هذا القبيل |
İki işte falan mı çalışıyorsunuz? | Open Subtitles | هل تعمل في وظيفتين أو شيء من هذا القبيل ؟ |
Para kazanır ve hizmetçinize yollarsın ya da ona yeni bir iş bulabilirsin ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | ربما تستطيع تجميع الأموال وإرسالها إلى مدبرة المنزل أو بإمكانك مساعدتها لإيجاد وظيفة جديدة أو شيء من هذا القبيل |
İstismara maruz kalmış ya da onun gibi bir şey. | Open Subtitles | هو كان من المُعتدِىِ عليهم أو شيء من هذا القبيل. |
Blanche dişçiye filan gideceğini söylemiş Emmet da onu takip etmiş. | Open Subtitles | و أعتقد أنها أخبرته أنها ذاهبة إلى طبيب الأسنان أو شيء من هذا القبيل فتتبعها |
- Bir parti için falan mı hazırlanıyoruz? | Open Subtitles | هل نحن مستعدين لحفلة أو شيء من هذا القبيل ؟ |
Sana aşık olduğumu falan mı? | Open Subtitles | أنني واقعه في غرامك أو شيء من هذا القبيل? |
Söylesene, üzerine köpek falan mı saldım? | Open Subtitles | ذكريني ، هل قمتُ بدهس كلبكِ أو شيء من هذا القبيل ؟ |
İki alana bir bedava satışı falan mı vardı? | Open Subtitles | للبيع أو شيء من هذا القبيل ؟ ☻ اثنان لكل واحد ؟ |
Açmak için CIA'den emir falan mı bekliyoruz? | Open Subtitles | هل علينا أن ننتظر أستلام الشفره من وكالة الأستخبارات المركزية لفتحه أو شيء من هذا القبيل.. ؟ |
Seni babanın ahlâksız bir polis olduğuna inandırmaya çalışmak gibi falan mı? | Open Subtitles | مثلاً، أنّه يحاول أن يقنعك بأنّ أباك لم يكن شرطياً نزيهاً، أو شيء من هذا القبيل |
Sanırım 100 kat daha fazla, ya da öyle bir şey. | TED | أعتقد أنه من الأوقات 100 أو شيء من هذا القبيل. |
Aile içi tartışma ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | شيئاً ما يحدث، عنف منزلي أو شيء من هذا القبيل |
Bir polisin üzerine bir şeyin atladığını duydum ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | سمعت أن أحد رجال الشرطة هوجم أو شيء من هذا القبيل |
Sanki bir ruh dünyasının ölçümünü yapmak gibi bir şey. | Open Subtitles | إنها مثل قياس عالم الأرواح أو شيء من هذا القبيل. |
Bir nakil olmak zorunda değil ya da onun gibi bir şey, fakat... | Open Subtitles | ليس من الضروري أن تكون عملية زراعة عضو أو شيء من هذا القبيل |
Hepimizin her şeyi bilmesiyle, teknoloji tarafından birer Buda gibi bir şey olmaya, aydınlanmaya zorlanıyoruz. | TED | مع كون جمعنا نعرف كل شيء, جميعنا ترغمنا التكنولوجيا ان نكون بوذا أو شيء من هذا القبيل, ان نصبح جميعنا مستنيرين |
Kabus filan da değildi öyle. | Open Subtitles | لربما واتاني كابوسا أو شيء من هذا القبيل |
Biriyle mi yattın veya buna benzer bir şey mi? | Open Subtitles | هل حصلتي على مخدر أو شيء من هذا القبيل ؟ |
Nesin sen, kedi falan mısın? | Open Subtitles | ماذا بكِ , هل أنتِ قطة أو شيء من هذا القبيل ؟ |
İş veya başka bir şey konuşmak istiyor. | Open Subtitles | يريد التحدث في العمل أو شيء من هذا القبيل |
(Kahkaha) Ve diğerlerini ise bir uyum içerisinde kullanabilirim. Bir davul makinesi efekti taklit etmek için ya da ona benzer bir şey için. | TED | (ضحك) والأخرى هنا، يمكن أن أستخدمها في تناغم لمحاكاة مؤثرات آلة الطبل أو شيء من هذا القبيل. |
Bir rehabilitasyon merkezine veya ona benzer bir yere git. | Open Subtitles | أعيدي تأهيل نفسك، أو حياتك أو شيء من هذا القبيل |