"أَشْكُّ" - Traduction Arabe en Turc

• şüpheliyim
• şüphe

Bu çok bozulmuş, bundan bir parmak izi alabileceğimizden şüpheliyim.
هذا مشوّهُ جداً، أَشْكُّ في سَأُصبحُ أيّ طبعات مِنْ منها.

Yuvanın ahırda olduğundan şüpheliyim.
أَشْكُّ في ان العُشِّ بصراحة في الحضيرةِ.

Ama bunun sonucu değiştireceğinden şüpheliyim.
أَشْكُّ فيه إذا هو يَذْهبُ لتَغيير النتيجةِ.

Bu ilerideki bölümlerde birileri varsa, yaşadıklarından şüpheliyim.
إذا بقى أي واحد في الأقسامِ الأماميةِ أَشْكُّ في هم نجوا , سيدى

Dürüstlüğünden şüphe etmiyorum.
حَسناً، هو لَيسَ صدقَكَ الذي أَشْكُّ فيه.

Yetkililerin ailede yeni bir intihar olayı olduğuna inanacaklarından şüpheliyim.
أَشْكُّ في السلطاتِ بجدية أَسْقطُ للإنتحارِ الآخرِ لحد الآن في العائلةِ.

O çocuğun, Antony'ye fazla sorun yaratacağından şüpheliyim.
أَشْكُّ في ان الولدِ سَيَكُونُ أكثر مِنْ مصدر إزعاج إلى أنتوني.

Ve o yanmış sürücü koltuğunda da... kan izi bulacağından şüpheliyim.
وأنا أَشْكُّ فيك سَتَجِدُ أيّ أثر الدمِّ في ذلك دمّرَ مقعدَ سائقِ.

Çünkü gerçek CSI ekibinden birinin belli detaylarda bu kadar heyecanlanacağından şüpheliyim.
لأن أَشْكُّ في أيّ حقيقي سي إس آي يُصبحُ عاطفي جداً حول ذلك الخاصيّة المعيّنة.

Bu tanımı hak ettiğinden şüpheliyim.
أَشْكُّ في انك مؤهّلْ لتلك النتيجةِ.

Affını riske atacağına şüpheliyim.
أَشْكُّ فيه إذا هو سَيُخاطرُ نسيانَ.

En son AFIS'e bak ama orada çıkacağından şüpheliyim.
حَسناً، أنا أُديرُ APIS أخير. أَشْكُّ فيه إذا هو في هناك؛ هو ما كَانَ في OODIS.

Ondan Goa'uld DNA'sını sökebileceğimizden şüpheliyim... ..ama onun bilincindeki bilgiyi bloke edebiliriz.
أَشْكُّ أن في وسعنا ازالة تزاوج الحمض النووي للجؤولد منها، لَكنَّنا قَدْ نَكُون قادرون على سد المعرفة مِنْ عقلها الواعيِ.

Ruanda'da idam edilmesiyle alakası olduğundan şüpheliyim.
وأنا أَشْكُّ أن لديه شئ يفعله بحكم الإعدام * في * رواندا

Katrina kız arkadaşım değil, tamam mı? Sana pis pis baktığından da şüpheliyim.
كاترينا لَيستْ صديقتَي، أَشْكُّ فيه تَقْبلُ، هو فقط ذلك...

Evin bunu yapmamıza izin vereceğinden şüpheliyim.
أَشْكُّ في البيتِ سَدعنا نَعمَلُ ذلك.

Her şey mümkün, ama bundan şüpheliyim.
كلّ شيء محتمل، لَكنِّي أَشْكُّ في ذلك.

Bundan kurtulabildiğinden şüpheliyim.
أَشْكُّ في هي فقط إبتعدتْ عن هذه.

Cömertlikten çok, kendini savunma olduğundan şüphe ediyorum.
أَشْكُّ بأنّ لَهُ علاقه بحفظِ النفس عن الكرمِ

Ve umarım seninkinden de bir daha şüphe etmem.
وأنا أَتمنّى بأنّني أبداً لا أَشْكُّ في إلتزامك ثانيةً.