| Benim suçum değil, kahrolası silah ateş aldı. | Open Subtitles | هذا ليس خطأى لقد أُطلق المسدس بطريق الخطأ |
| Bu çok iyiydi. Ben de bir atış yapmak istiyorum. ateş! | Open Subtitles | هذا كان رائعًا، أريد أن أُطلق النار، أطلق |
| Bay Fleming Disney World' teydi ve şu anda serbest. | TED | بينما كان سيد فليمينغ في عالم ديزني. وقد أُطلق سراحه الآن. |
| serbest bırakıldığında da patatesi Fransa'ya yaymayı kendine görev tanıdı. | TED | وهكذا عندما أُطلق سراحه، أخذ على عاتقه مسؤولية نشر البطاطا في فرنسا. |
| Roket ateşlendi. | Open Subtitles | أُطلق الصاروخ. |
| Yaranın içindeki kırık avize ampulü camı avize üzerine düşmeden önce vurulduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | الزجاج مِنْ مصابيح الثريا المَكْسُورة داخل الجرحِ يعني بأنّه أُطلق عليه النار قبل أن تقع عليه الثريا |
| Sizinle konuşmak istediğini söylüyor." dedi. vurulmuş olduğunu söylediklerinde ise ilgim bir kat daha artmıştı. | Open Subtitles | و أخبرني شيئًا مثيرًا وهو أنه كان أُطلق عليه النار |
| Katil ona ateş ettiğinde adam yerde yatıyor olabilir. | Open Subtitles | أعني يُحتمل أنه كان مستلقياً على الأرض حين أُطلق عليه. |
| Havuz dışından ateş edilseydi, mermi 2,5 metrede dururdu. | Open Subtitles | لو أُطلق النار من خارج المسبح، كانت الرصاصة لتتوقف عن الحركة عند المترين ونصف. |
| Bundan 10 dakika önce iki içki dükkanına daha ateş açılmış. | Open Subtitles | أثنين من محلات الخمور أُطلق عليها النار قبل عشر دقائق من الأن. |
| Allahtan ona ateş etmedim. | Open Subtitles | شيء جيّد أني لم أُطلق عليه النّار |
| Gündüz gözüyle, kardeşime ateş ettiler. | Open Subtitles | أخي أُطلق عليه النار في وضح النهار |
| Amerikalılar, üç yıllık esaretten sonra serbest bırakıldı. | Open Subtitles | الأمريكان الذين تم أسرهم أثناء الغزو اليابانى أُطلق سراحهم بعد ثلاث سنوات من الأسر |
| Gelen haberlere göre bir fil, kimliği belirsiz kişilerce serbest bırakıldı. | Open Subtitles | هناك إشاعات تقول أن هناك فيل أُطلق في الصحراء من أفراد غير معروفين |
| Ve geçidin açılmasıyla birlikte, 13 canavar serbest kalarak dünyamıza geldi. | Open Subtitles | وعندما فُتح المدخل، أُطلق 13 وحشًا إلى عالمنا. |
| Teknik ayrıntı yüzünden serbest bırakıldı. Bu defa bu kadar şanslı olmayacak. | Open Subtitles | لقد أُطلق سراحه لأسباب إجرائيّة لن يُحالفه الحظ هكذا هذه المرّة |
| - Füzeler ateşlendi. | Open Subtitles | -لقد أُطلق الصاروخ . |
| - Füzeler ateşlendi. | Open Subtitles | -لقد أُطلق الصاروخ . |
| - İyi. Tamam, David'in vurulduğu gerçeğini hepimiz kabullenelim, tamam mı? | Open Subtitles | لتعلموا جميعاً أن "جراهام" أُطلق عليه الرصاص |
| Geçen gece Ecklie'nin vurulduğu yerin civarındaymış. | Open Subtitles | كان فى الجوار للليلة الماضية. عندما أُطلق النار على (إيكلي). |
| Park etmiş arabada başından vurulmuş. Tecavüz izi yok. | Open Subtitles | و أوقفت السيارة , ثم أُطلق النار فى الرأس لا يوجد إعتداءجنسى |