| Bu yüzden seni uzaklaştırmaya çalışıyordum ama başaramıyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب حاولت إبعادك ولكن لا يمكنني ذلك. |
| Nancy'nin peşinde! Seni Nancy'den uzaklaştırmaya çalışıyordu! | Open Subtitles | إنها نانسى إنه يريد إبعادك عنها |
| Seni ondan uzaklaştırmaya çalıştığım için üzgünüm. | Open Subtitles | أشعر بالسوء لأنني حاولت إبعادك عنها |
| Görünen o ki, seni beladan uzak tutmaya çalışmak, kötü bir alışkanlık haline geliyor. | Open Subtitles | يبدو أن إبعادك عن المشاكل أصبح عادة سيئة لي |
| Zaten birlikte zaman geçirmeliyiz. Seni beladan uzak tutmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | و علينا إمضاء بعض الوقت معاً فأنا أحاول إبعادك عن المشاكل |
| Yüzbaşı Brown, zaten burda çok az kalıyorsunuz, sizi uzaklaştırmak... istemem ama, bu Cuma Manchester'a gidebilir misiniz? | Open Subtitles | كابتن براون ,لا أود إبعادك من كرانفورد و أنت لا تتواجد هنا سوى قليلاً لكن هل ستكون في مانشستر هذه الجمعة؟ |
| İsteyeceğim son şey seni çocuklarından uzaklaştırmak. | Open Subtitles | آخر ما كنت أريد القيام به هو إبعادك عن أولادك |
| - Seni uzaklaştırmaya çalışmıyorum. | Open Subtitles | -أنا لا أحاول إبعادك -أتحاول إبقائي؟ |
| Ve seni uzaklaştırmaya çalışan ben oluyorum! | Open Subtitles | من جديد ! و أنا من يحاول إبعادك عنى |
| Seni Jake'den uzaklaştırmaya çalıştığımı mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | -تعتقدين أنني أحاول إبعادك عن (جيك)؟ |
| * Seni kendimden uzaklaştırmaya çalışsam da * | Open Subtitles | * حتى لو حاولت إبعادك * |
| Seni uzaklaştırmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | -كنتُ أحاول إبعادك . |
| Seni bundan uzak tutmaya çalıştığımı biliyorum ama gerçek kaderinden kaçamazsın. | Open Subtitles | أدري أنني حاولت إبعادك عنه، ولكن لا يمكنك الهرب من قدرك الحقيقيّ |
| Karanlığın güçleri seni ışıktan uzak tutmaya çalışıyor. | Open Subtitles | قوى الظلام تحاول إبعادك عن الضياء |
| Seni Edie'den uzaklaştırmak. | Open Subtitles | (إبعادك عن (إيدي |