| Anahtarı posta kutusuna bırak, olur mu? Teşekkürler. | Open Subtitles | إترك المفتاح فى صندوق البريد . هلا تفعل ذلك ؟ |
| Bunu bana bırak, Wally. Onlara doğru şekilde davranmamız gerek. | Open Subtitles | فقط إترك هذا الأمر لي يا والي يجب علينا فقط أن نتعامل معهم بالطريقة الصحيحة |
| Gelecek sefer bırak taksi şoförü lastiğini kendi değiştirsin. Zamanında gel. | Open Subtitles | في المرة القادمة، إترك سائق سيارة الأجرة يغير إطاره الخاص وأنت تأتي هنا في الوقت المناسب. |
| Malları 24 saatliğine bana bırakın ertesi gün ödemeyi yaparım. | Open Subtitles | إترك لى البضاعة لمدة 24 ساعة وسأدفع لك فى اليوم التالى |
| Dikkat, sinyalden sonra mesajınızı bırakın. | Open Subtitles | إنتباه ، إترك رسالتك بعد الصافرة ، شكراً |
| - Karan ve Arjun'umu bırakın! | Open Subtitles | إترك كاراني وآرجان إترك هذه الأفاعي الصغيرة؟ |
| Şehrin işini bitiriyorum. Ufaklıkları gebert ama yarasayı bana bırak. | Open Subtitles | أنا سأقضي على المدينة، وأنت إقتل الصغار ولكن إترك لي الوطواط |
| Altını al! Teknemi bana bırak! | Open Subtitles | خذ الذهب ، أفرغه من القارب إترك لي القارب |
| Orada bir güvenlik birimi bırak. Manganın geri kalanını enkaza götür. | Open Subtitles | إترك عنصر لتأمين الموقع خذ بقية فرقتك إلى موقع التحطم |
| Lütfen adını ve numaranı bırak. | Open Subtitles | إترك أسمك ورقم هاتف بيتك ورمز منطقتك أولاً ، رجاءً |
| O çocuğu okulda bir haftalığına rahat bırak. Ben de çocuklarının içeri girmemesini garanti edeyim. | Open Subtitles | إترك ذلك الطفل في المدرسة لشأنه لمدّة أسبوع، وسأتأكد بأن يخرج فتيانك. |
| Benim emirlerime aldırmazlık edemezsin Cedrac... o tabletleri bırak. o işi ben kendim hallederim. | Open Subtitles | هو ليس مكانك للشك أوامري، يتغيب عن سيدراك. إترك القرص بدون تدخل. أنا سأعدده نفسي عندما أعود. |
| "Lütfen yemek yiyebilmem için bir kolumu sağlam bırak." | Open Subtitles | أرجوك إترك لي ذراعاً واحداً حتى أستطيع أن أطعم نفسي |
| Lütfen mesaj bırakın. En kısa sürede sizi ararım. | Open Subtitles | رجاء إترك رسالة وأنا سأعود إليك حالما أنا يمكن أن. |
| Şu an telefona cevap veremem. Lütfen mesaj bırakın! | Open Subtitles | لا أستطيع الردّ على التلفون،لذا إترك رسالتك |
| Merhaba, ben Jody, şu anda cevap veremiyorum, adınızı ve numaranızı bırakın, belki ararım. | Open Subtitles | مرحبا، هذا الآنسة جودي لا يمكنني تلقي الإتصال إترك إسمك وسأتصل بك لاحقاً |
| Şu an telefon kapalı. Sesli mesaj bırakın. | Open Subtitles | الهاتف مغلق لذا إترك رسالتك في البريد الصوتي |
| Crazies ile kardeşi kilitlemek için adam bırakın. | Open Subtitles | إترك الأمر للرجل ليقفل على الأخوة مع المجانين |
| - Bende Rose. Ve bende Sharon Da Silva. Lütfen mesaj bırakın! | Open Subtitles | هنا كريستوفر و روز وأنا شير ولايوجد أحد هنا من فضلك إترك رسالتك |
| 272-7638'i aradınız. Lütfen mesajınızı bırakınız. | Open Subtitles | لقد إتصلت بالرقم 2727638 رجاء إترك رسالة |
| Aslında burada değilim. Ama mesaj bırakırsanız sizi geri ararım. | Open Subtitles | "" أنا لست موجودة , إترك لى رسالتك وسأعاود الإتصال بك "" |
| Paro içkiyi terk et dedi. Şimdi de sen bu evi terk et diyorsun. | Open Subtitles | و(بارو) قالت إترك الشرب وها أنتِ الان تقولين غادر المنزل |
| "Merhaba, ben Kate. Şu an müsait değilim ama mesaj bırakabilirsiniz. | Open Subtitles | "أهلا, هنا كيت, أنا لست هنا الآن, لكن إترك رسالة. |